Başı sıkışan bağdata dönsün, Yetiş ya abdulkadir geylani desin!!!! (Açıklama oku)

2013-04-17 46

Onlar mı daha güçlü, yoksa darda kalana kendisine yalvardığı zaman karşılık veren ve sıkıntıyı gideren, sizi yeryüzünün hakimleri kılan mı? Allah'tan başka bir ilah mı var? Ne kadar da kıt düşünüyorsunuz! [Neml, 62]

Göklerin ve yerin mülkü O'nundur; çocuk edinmemiştir. O'na mülkünde ortak yoktur, her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir. [Furkân, 2]

O kullarının üstünde her türlü kudret ve tasarrufa, otoriteye sahiptir. O hikmet sahibi ve hükümrandır, gizli-açık her şeyden haberdardır. [En’âm, 18]

Diri olanlarla ölüler de bir değildir. Gerçekten Allah, dilediğine işittirir; sen ise kabirlerde olanlara işittirecek değilsin. [Fâtır , 22]

Allah'ı bırakıp da, kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek şeylere yalvarandan daha sapık kimdir? Çünkü, yalvardıkları şeyler yalvarışlarından habersizdirler. [Ahkâf, 5]

(Ey Rabbimiz!) Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz. [Fâtiha, 5]

Allah'a karşı yalan uydurandan daha zâlim kimdir? Bunlar Rabblerine sunulurlar ve tanıklar da, “Rabblerine karşı yalan söyleyenler bunlardır” derler. Biliniz ki, Allah'ın laneti zâlimler üzerinedir. [Hûd, 18]

Andolsun, onlara, “Gökleri ve yeri yaratan kimdir?” diye sorsan; “Allah”tır derler. De ki: “Övgü, Allah'a aittir. Ama onların çoğu bilmiyorlar.” [Lokman, 25]

De ki: “Dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Allah, göklerde ve yerde ne varsa hepsini bilir. Allah her şeyi bilmektedir.” [Hucurât, 16]

O'ndan başka taptıklarınız, sizin ve atalarınızın takmış olduğu bir takım kuru isimlerden ibarettir. Allah, onların tanrı oldukları hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Hüküm ancak Allah'ındır. O, size kendisinden başkasına tapmamanızı emretmiştir. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.” [Yûsuf, 40]

Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar. [Bakara, 186]