koptu sonunda yamacın böğründeki kaya
tutunamadı
makiler iki yana açıldılar, selam dı verdikleri güya
ve rüzgarın ıslığı ninni değildi bu kez
yağmur hırçındı beklemediği kadar
şaşkındı
güneşe yalvaramadı
dağ şahitti
utandı
tutunamadı
solucanlar, rutubet çimleri ve kırkayak
kalıverdiler apansız, anlamsız, korumasız
yuvarlanışın ürküten yankısında tükenişini bir devin
gördüler ağlayarak
deniz
gurubun ihtiraslı kollarında
şehvetle vururken ak memelerini köpük köpük
maskeli kırmızılara
martılar ses oldular orgazma çığlık çığlık
ve rüzgar kabaca soluyarak
az ötede salınan yorgun tekne
sabaha zar zor çıkmıştı fırtınadan
rüzgar ona da ninni söylememişti belliki
o da almıştı nasibini, vurgun yemişti yağmurdan
yelkenleri pejmürde
kırıktı dümeni
bir şair bozuntusu sazdan kulübesinin darmadağınlığında
elinde cılız kalemi
körolası ükelalığıyla baş başa
fırtına artığı,denize yuvarlanan bir kaya ile
yelkeni yırtık dümeni kırık bir tekneyi
aptal bir şiirde
buluşturamamıştı
halâ