http://besde.video-forums.com/
http://turk-kulturu.turkproforum.com/
Âh dün gece ye's ile kendimden geçtim
Teselli aradım meyhânelerde
Baht-ı dûn elinden bir dolu içtim
O neş'e kalmamış peymânelerde
Âh her neye dokunsam zahm-ı rikkât var
Her ne yana baksam reng-i firkât var
Çalkanır ağlar bir âh-ı hasret var
Sularla çağlayan terânelerde
Âh bilmedim kim oldu bu hâle sebep
Ağlarım ümmîdim hebâ oldu hep
Bendeki sûz-i dîl var mıdır acep
Tutuşup can veren pervânelerde...
yeis : umutsuzluktan, karamsarlıktan doğan üzüntü; keder, elem
baht : talih
dûn : alçak, soysuz, aşağılık
baht-ı dûn : alçak, soysuz, aşağılık talih
dolu : içinde içki bulunan kadeh, bardak
peymâne : şarap bardağı, büyük kadeh
zahm : yara
rikkât : acıma
firkât : ayrılık
reng-i firkât : ayrılığın rengi
âh-ı hasret : hasretin ahı
terâne : ezgi, makam, şarkı
ümmîd : umut
hebâ olmak : boşa gitmek, ziyan olmak
sûz : yanma, tutuşma; ateş, sıcaklık
dîl : gönül, yürek
sûz-i dîl : yanan gönül
acep : acaba
pervâne : gece kelebeği (geceleri ortaya çıkarak ışık çevresinde uçmalarıyla tanınan, ateşin etrafında dönüp sonunda kendilerini o ateşe atarak yanan kelebekler)
http://www.youtube.com/user/54seheryeli
http://www.dailymotion.com/seheryeli_.
https://plus.google.com/u/0/102642671512436090002/posts/p/pub