impact de l'évolution des rivages sur les ports antiques en Turquie. (2ème partie)
par İlhan Kayan (Université d'Egée, İzmir)
en Turc
intervention jeudi 20 mai 2010 11h00
Colloque
Rivages et ports de la Turquie antique
Jeudi 20 et vendredi 21 mai
Auditorium de la Chambre de Commerce d'Izmir
Organisé par l'Institut Français de Turquie/Izmir, le Musée du Louvre, et l'École pratique des Hautes Études - HISTARA
En partenariat avec l'Institut Archéologique Allemand DAI, Istanbul
Avec la collaboration du Consulat d'Italie à Izmir, du Centre Culturel Italien et de la Chambre de Commerce d'Izmir
Début intervention:
"...Sonuç olarak Anadolu’nun Ege ve Akdeniz kıyıları tarih öncesi çağlardan beri hep yerleşme alanı olmuştur. Kıyıda yaşayan insanlar için limanların ihtiyaç olduğu kuşkusuzdur. Ancak özellikle alüvyon birikmesi ile hızla değişen kıyılarda sabit liman yapılarının tesisi, Efes, Milet gibi çok özel olanlar dışında dikkati çekmemektedir. Bunlar dahi, hem daha geç dönemlere ait olmaları, hem de kullanım sürelerinin kısa ve sorunlu olmasıyla tanınırlar. Delta önü kıyılar çok sığ olmalarıyla da liman yapımına uygun yerler değildir. Bu nedenle ırmak ağzından içerilere sokulmanın mümkün olduğu yerlerde, kıyıdan içerilerde de liman yapıları bulunabilmektedir. Tarsus ve Büyük Menderes vadisindeki Magnesia bunun örnekleridir. Bunun yanında, kıyı morfolojisi ve bunun Holosen’deki doğal gelişim süreci boyunca meydana gelen değişmeler gözönüne alındığında, birçok kıyı yerleşmesinde belli liman yer veya yapılarının kalıntı veya izlerine rastlanmaması, bunların denizle olan ilişkilerinin zayıflığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Kuşkusuz, kıyı yerleşmelerinin hepsinde doğal çevreye uyumlu limanlar bulunmuş, ancak bunlardan çoğu doğal süreçlerle iz bırakmadan silinmiş olmalıdırlar. "