Hiva'nın çöllerini aşıp, o cam tozu gibi kumundan yapılmış kalesini keşfettikten sonra, sıcak ve samimi insanlarını geleneksel kıyafetleri ile görme fırsatı. Bu şehir kilometre cinsinden uzak olsa da Türkiye'ye çok yakın. Fakirce gezerken çekilmiş bu belgesel çekim açısından profesyonel değilken doğallıyla öne çıkar.
Sunucu-Kameraman-Kurgucu Fatih Bilir'in elinden, gözünden ve dilinden sunar..
Hive şehri Karakum çölü merkezinde, Amuderya’nın sol kıyısında Buhara şehrinden 450 km uzaklıkta yerleşen şehir. Hiva şehrini “ Gökyüzü altındakı açık müze ” derler. Şehir Büyük ipek yolundaki önemli kentlerinden biri olmuştur. XVI y.y.da Timur hanedanının başkenti olmuştur.
Şehiri sözle tanıtmaktansa görmekle tanımak daha iyidir. Kentin adı ilk kez 10. yy.'da yaşamış iki Arap gezginin seyahatnamelerinde geçmekle birlikte, arkeolojik bulgular, tarihinin 6. yüzyıla kadar indiğini gösterir.17. yy'ın başlarında Hive Hanlığı'nın başkenti oldu.1873'te Rusya'nın kontrolüne giren Hive, Bolşevik Devrimi sırasında Kızıl Ordu tarafından devrilen Hive Hanlığının yerine kurulan Harezm Sovyet Halk Cumhuriyeti'nin merkezi yapıldı.1924'te Özbek Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne bağlanmasıyla politik önemini kaybetti.
İçan (İç) Kale olarak bilinen surlarla çevrili eski kentte saraylar, camiler, medreseler ve anıt mezarlar vardır.SSCB döneminde, 1970 ve 1980'lerde uygulanan koruma programı sonucu müze-şehir görünümü kazanmış, 1967'de Eski Hive ve 1990’da Içan Kale UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.Hive şehri İçan Kale ve Dışan Kale’lerden oluşmuştur. Bugünkü günde Kale duvarları ve dört giriş kapıları mevcuttur.
Hiva’ya gelen her bir misafir şehir güzelliğinden zevk alır. 1997 yılında şehir UNESCO altında 2700 yıldönümünü kutladı. Hiva şehrinin bugünkü görüntüsü genellikle XVIII y.y. başları ve XX y.y. yapılan binalar oluşmuştur. Fakat arkeolojik bilgiler bazı yerlerdeki bina temelleri M.Ö. III y.y. ait olduğunu gösteriyor.
İçan Kale kompleksinde Pehlivan Mahmut (XIV-XVIy.y.) mozolesi, Payando(XVI y.y.), Sait Alaatin(1303 y.), Tugon Tura(XIXy.y.), Üç Evliya Dede(XVI-XX y.y.) ve Yunus Hane(1558-1834 y.), Arap Muhamad Han(1616-1834 y.y.), Hocamberdibiya( 1688-1834 y.y.), Şirağiz-Han(1718-1720 y.y.) binalarını görürsünüz.
Khiva sokaklarında, zihnimde acaba hangi yüzyıldayız sorusu ile dolaştım. Her yer toprak rengi, yüksek surlar, turkuaz renkli çiniler, seramikler, minareler, medreseler, ahşap işlemeli kapılar, sokakta değişik kalpaklı kişiler, neredeydim?
Khiva 2500 yıllık bir yerleşim yeri. İpek Yolu üzerinde kervanların durakladığı önemli bir kavşak. İki çöl arasında bir vaha olan Khiva, İskender, Amir Timur ve Cengiz Han’ın da işgallerine uğramış. On altıncı yüzyılda, Orta Asya’da İslami merkez olmak üzere Buhara ile rekabete girişilir. Bu amaçla büyük bir proje başlar, mimarlar, ustalar şehre getirilip günümüze kalan eserler yaptırılır.
#Belgesel #Tarih #Gezgin