Tarihimize baktığımızda, yaşanan her yıkıcı depremin, insanlığı derinden etkilediğini görüyoruz. Dünya var oldukça bu sarsıntılar hep oldu. Üzerinde yaşadığımız bu yerkürenin hareketi, her defasında bizi fazlasıyla ürkütüyor. Peki onların neden gerçekleştiğini hiç düşündünüz mü?
Antik çağlardan bu yana insanlar bu sarsıntıların nedenini sorgulayıp, araştırdı. Halk bazında depremlerin ana sebebi yaratıcıların öfkesiydi. Ama Yunan filozofları farklı düşünüyordu. Thales’e göre dünya bir deniz üzerindeydi. Ve çıkan her dalga bir depreme neden oluyordu. Bir diğer filozof olan Anaksimandros ise dünyanın çok ağır bir kütleye sahip olduğu ve bu nedenle kendi ağırlığı üzerinde ezilerek kırılmalara sebep olduğu düşüncesini savunuyordu. M.Ö 500 lerde Atinalı bilgin ve aynı zamanda Sokrates’in hocası olan Archelaus ise, depremlerin oluş sebebini, yeraltında esen şiddetli rüzgarlara bağlamıştı. Bizler, onların deprem hakkındaki bu düşüncelerini, Roma’lı filozof, Seneca’dan öğreniyoruz. Görüldüğü üzere insanoğlu her çağda, karşısında aciz kaldığı bu olayı açıklamaya çalışmış. Lakin modern dünyanın gelişmesiyle, yer kabuğunu tüm detaylarıyla incelemeye başladık. Artık yerküremizi daha iyi tanıyoruz.
Yaşadığımız bu dünya, birçok katmandan oluşuyor. Biz ise, bu katmanların en üst seviyesi olan ve Litosfer adıyla bilinen bir katmanın üzerinde yaşıyoruz. Yapılan araştırmalar, bu katmanın yaklaşık 70 ila 100 km arasında olduğunu gösteriyor. Gözümüzle görebileceğimiz herşey bu katmanda hayat buluyor. Sanırım bu katmanın büyüklüğünü daha iyi anlamak adına; dünyanın en dip noktası olan Mariana Çukuruna bakmak yeterli. Bu çukurun bilinen en derin noktası, 10. 994 metredir. Yani yaklaşık 11 km. Biz ise 100 km’lik bir tabakadan bahsediyoruz. Bu, varabildiğimiz en dip noktanın, yaklaşık 9 katı. İşte depremler de bu devasa katmanın üzerinde oluşurlar.
Bu katmanın içerisinde, kırılmalara uğramış bazı kısımlar vardır. Onları fay hatları diye adlandırırız. Ve yer kabuğu üzerindeki kayaların, gerilmesi, sıkışması gibi yüksek basınçlar sonucu oluşurlar. Deprem ise, bu kırılmalar anında, yeryüzünde meydana gelen sarsıntılardır. Ve ne zaman oluşacaklarına dair tahminler yürütülse de, tam zamanını kestirmek mümkün değildir. Ve bilim insanları, bunun şu an için öngörülemez bir durum olduğu yönünde hemfikirdir. Yani bu, yakın zamanda da onları, gerçekleşmeden önce kestiremeyeceğiz anlamına geliyor. Ama hayvanların olmadan evvel depremi hissettiği anlatılır. Peki ama bu mümkün mü? Bu ve buna benzer tüm bilgilerin yanıtları için lütfen videomuzu izleyin.
Depremler hatay depremi elbistan depremi istanbul depremi depremler nasıl oluşur antik çağlarda deprem geçmiş depremler fay hatları kırık faylar beklenen depremler hayvanlar depremi hisseder mi ilginç bilgiler beklenen deprem kuran islamda deprem ilahi ikaz kuran
