Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), 27 Kasım'da düzenlenecek 25. Dönem Genel Kurulu'nda yeni başkanını seçecek.
Mevcut başkan Firuz Bağlıkaya'nın yanı sıra Ali Bilir, Davut Günaydın, Kaan İşcil, Barış Öztürk, Bilal Korkmaz, Tamer Çiçek ve Aydın Yaylacıklılar da bu görev için talip olmuştu.
Adaylar seçim çalışmalarını sürdürürken, dikkati çeken bir gelişme yaşandı.
Bir süredir Bağlıkaya ile gerginlik yaşadığı bilinen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, geçtiğimiz günlerde muhalefet adayları Bilir, Yaylacıklar ve Korkmaz'la görüştü; ayrıca bu ziyaretleri, kişisel Twitter hesabında yaptığı paylaşımlarla kamuoyuna duyurdu.
GERİLİMİN PERDE ARKASINDA YAŞANANLARI ANLATTI
Bağlıkaya, Yaylacıklılar ve Korkmaz'ın ziyaretinin ardından Ersoy'u sert sözlerle eleştirdiği bir açıklama yaptı.
"Genel kurulumuza neredeyse saatler kala ilginç gelişmelere şahit oluyoruz" diyen mevcut başkan, şunları söyledi:
"Sayın Bakanımız, genel kurulumuzla ilgili yine fazla mesaiye başladı. Sayın Bakanımızın kamuoyunda defalarca zerre kadar önem vermediğini itiraf ettiği Seyahat Acentaları için harcadığı bu zaman ve emeği, bu ilgi ve gayreti takdirle karşıladığımızı belirtmek isterim.
'ZAMANINI 'TÜRSAB'DA ADAYIM' DİYEN HER ARKADAŞLA TOPLANTILAR YAPARAK HARCIYOR'
Demek ki bugüne kadar kapısından girmediği, TGA’da yarım üyelik verecekken bir üteliği lütuf gibi anlattığı TÜRSAB, her genel kurul döneminde olduğu gibi yine önemli hale gelmiş.
Bir önceki genel kurulda bir araya getirdiği muhalefet adayları deneyimini şimdi yeniden yaşamaya başlayan bakanımız, değerli zamanını ‘TÜRSAB’da adayım’ diyen her arkadaşla toplantılar yaparak harcıyor."
Genel kurula katılacak üyelerimizin giderleriyle ilgili daha önce yazdığımız yazılarda ‘Biz karışmayız, ne isterseniz yapın, giderleri ödeyip ödememeniz sizin takdirinizde’ diyen cevapları unutup gece vakti tavsiye niteliğinde yazılar yazdırıyor.
‘TGA’dan üyelerimize aktarılmak üzere ek katkı’ isteğimizi reddeden makam, şimdi ‘Giderleri öderken hassasiyet göstermemizi rica ediyor.’ Kimin zoru ile yazdıysanız o yazıyı, biz zaten gereken hassasiyeti gösteriyoruz, siz de biraz hassasiyet gösterseydiniz ya. (...)"