Kanser ile mücadele eden oyuncu Billur Kalkavan, 59 yaşında yaşamını yitirdi. Kalkavan son yolculuğuna uğurlanırken hayat arkadaşı Buğra Bahadırlı göz yaşlarına hakim olamadı.
Akciğer kanseri tedavisi devam ederken vücudunda gelişen mantar enfeksiyonu sebebiyle hayatını kaybeden Billur Kalkavan'ın cenazesi ikindi vaktinde Zincirlikuyu Camii'ne getirildi. Oyuncunun kardeşi Rıza Kalkavan ve Billur Kalkavan'ın 13 yıllık sevgilisi Buğra Bahadırlı cami avlusunda taziyeleri kabul etti. Cenaze törenine birçok ünlü isim ve sevenleri katıldı.
"BAŞIMDAN AŞAĞI KAYNAR SULAR DÖKÜLDÜ"
Buğra Bahadırlı, "Ocak ayının ortasında koronavirüs geçirdikten sonra doktora gitmiştik, sonrasında lenfleri şişmeye başlamıştı. Nisan ayına yakın mart ayının sonuna doğru bana göğsünde sıkışma olduğunu söylemişti. 'Tomografi çektir' demiştim, koronavirüsten sonra olabilir diye düşündük, tomografi çektirdi. Böyle gitti doktora, biz de bir yere gidiyorduk o rapor geldiğinde. Rapora baktım, akciğerde beş santim büyüklüğünde bir kitle, aynı şekilde karaciğerinde de vardı, kemiklerine kadar metastaz yapmıştı. Doktor bize bir an önce onkoloji kliniğine görünmemiz gerektiğini söyledi. Billur, bunu duyduğunda çok üzülmüştü, yıkılmıştı. Benim de başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Sonuna kadar mücadele etmeniz gerekiyor" dedi.
"YÜRÜYÜŞLERE BAŞLAMIŞTI"
Kalkavan'ın kanser mücadelesini anlatan Buğra Bahadırlı, "Çok ilginçtir ki, tetkiklerinden iki gün sonra karaciğer tümörü ilerlemeye başladı, hayatımıza kırmızı reçeteli ilaçlar girdi. O zaman kanserle uğraşan birinin nasıl sıkıntılar çektiğini, nasıl uykusuz geceler yaşadığını anlamaya başladım, stresi başladı. Biz doğru tedaviyle, bu süreçleri çoğunlukla durdurmuştuk. Sonraki süreçte bu sürece sürüklenen zamana kadar, iki üç haftaya kadar doktor çok iyi bir yol aldık, sana son tetkikimi, yapıp resmi açıklamayı yapacağım demişti. Tümörlerde gerilemeler oluyordu, enerjisi çok iyiydi, bacakları, kolları tekrar çalışmaya, ağırlık kaldırmaya, yürüyüşlerine başlamıştı" şeklinde konuştu.
'KALBİ DAYANAMADI'
Son süreçte yaşananları aktaran Buğra Bahadırlı, "Sonrasında bir enfeksiyon süreci başladı, kemoterapi portu kullanıyorduk. Hastaneler enfeksiyonlar açısında riskli, güçlü bakteriler ve mantarlar oluyor. Buraya, porta bir mantar yerleşmiş. Mantarın tedavisi de uzun bir süreç. Ağır bir enfeksiyon süreci yaşadı, doktorlar önlemi alarak çok kuvvetli ilaçlarla müdahale etmiş ama dirençli bir mantar olduğu için tedavi işe yaramamış. İki haftalık bir enfeksiyon sürecine girdi, vücudu çok dirençliydi, görmeliydiniz. Fakat sonunda dayanamadı, yoğun bakıma aldık, kalbi dayanamadı" ifadelerini kullandı.
'BEN ÖLÜRSEM O ÇOK YALNIZ KALIR'
Konuşması esnasında gözyaşlarına hakim olamayan Buğra Bahadırlı, "Dün Seren Serengil'le konuştum, kendi aralarında da konuşuyorlar süreci, en son Billur 'Eve dönmem lazım, Buğra'yı bırakmamam lazım çünkü ben ölürsem o çok yalnız kalır' demiş. Çok haklı. Acıyan yer orası, acıtan da kendi kişiliğim onun tarafı