son zamanlarda dünyayla tek bağlantım şu bilinmeyen, karşı pencere. bana hep aynı müzikle karşılık veren. kim bu? nasıl biri? bir sabah, onu bulmaya çıkmıştım ama sonra bir daha düşündüm. belki de bilmemek ve hayal etmek daha iyidir. benim gibi bir münzevi olabilir miydi ya da belki küçük bir kız çocuğu okula gitmeden önce bilinmez bir oyun oynayan.
her şey çok çabuk gelişti! şu şüphe uyandırıcı ağrı. öğrenmek için inat edişim. bilmek isteyişim. sonra da karanlık. etrafımı saran sessizlik. sessizlik.
her şey, bizi, kış gelmeden önce teknelerin gölgeleri üzerine vuran uykudaki güneşin anîden açmasını sağlayarak, âşıkları dışarı uğratan riyakâr baharın verdiği sözlere inanmaya itiyor. kış gelmeden önceki her şeye inanmaya itiyor. tek üzüntüm anna... ama acaba tek mi?