11 senedir yerel medyada gazeteci olarak çalışan Selvi Sarıtaç, Bakırköy’de yerel gazeteci olmayı “sürekli sahadadayım” şeklinde tanımlıyor. Yerelde gazeteciliğin çalışılan bölgeye dair aidiyet yarattığını vurgulayan Sarıtaç, yerel medya kurumlarındaki bütçe ve istihdam yetersizliğinin altını çiziyor:
“Ulusalda maaşlar ve mesai saatleri bellidir, ama yerelde öyle bir şey yok… Fotoğrafı da sen çekiyorsun, haberi de sen yazıyorsun, eğer kurumda editoryal hizmet veren bir birim yoksa o da size kalıyor… Bu zaten gazetecilikte böyle ama yerelde olunca daha farklı oluyor mesai saatim bitti, evime gittim, dinleneyim gibi bir fırsat yok.”
Yerelde gazeteciliğin bölgede haber kaynağı olarak önem arz eden kişilerle birebir iletişime dayandığını belirten Sarıtaç bu iletişimde kadın gazetecilerin kişisel hayatının ön planda tutulduğunu söylüyor : “Hepimizin bir hayatı var, evli miyim? Bekar mıyım? Çoçuğum var mı? Bunlar benim iş çevremdeki insanları ilgilendiren konular olmamalı çünkü ben sadece gazeteci olarak buradayım.”
Sarıtaç’ın aktardığı deneyimler ise haber kaynaklarıyla gerçekleştirilen buluşmaların ve kadın gazetecilerin iletişim kanallarının farklı amaçlarla suistimal edildiğini ortaya koyuyor.
Sarıtaç’a göre yerel medyadaki ağır çalışma koşulları ve sosyal güvence eksikliği kadın gazetecilerin ailevi sorumluluklar ve iş hayatı arasında denge kurabilmelerini zorlaştırıyor. Bu zorluklara rağmen, “Hak verilmez alınır dedikleri noktada, kadın gazetecilerin de istikrarlı olması gerekiyor” diyor Sarıtaç ve kadın gazetecilerin eşit haklar için mücadele etmesinin önemini vurguluyor.