Gedelli’de şimdiki zamandan çok öncesine gidiyoruz. Henüz Taner’in uçağın kanat sistemini icat etmediği, henüz Dilek’in kasabaya gelmediği, henüz Ramazan’ın Asuman’ı görmediği, henüz Cemile’yle Veysel’in evli olmadığı zamana dönüyoruz. İşte böyle bir Gedelli’ye Kurban Bayramı bütün coşkusuyla gelmiştir. Ancak bu seneki kurban bayramı öncekilerinden çok farklıdır. Bayramın son günü Cemile ve Veysel’in düğünü yapılacaktır. Hazır düğün yapılıyorken Erkan ve İsmet’in sünnet merasimleri de bu düğünün içinde yapılacaktır.
Sünnetten korkan Erkan, İsmet’i de yanına alarak kaçar…
Kurban Bayramı için alınan dananın yanı sıra Muammer ve Hüseyin düğün yemeği için ayrıca bir dana bakmaktadır. Ramazan, sünnetçi meselesini halletmeye çalışırken Veysel ve Cemile düğün telaşındadır. Taner ise ne zamandır uçağın kanat sisteminin icadıyla uğraşmaktadır. Herkesin rutin telaşı Ramazan’ın; Erkan ve İsmet’i sünnet konusunda korkutmasıyla bozulur. Erkan, İsmet’i de yanına alarak kaçmıştır. Üstelik çantaları karıştırmış, kına gecesi Cemile’ye takılan altınların olduğu çantayı yanlarına almıştır. Bu konuda oldukça katı olan Dişçi Musa’ya bu talihsiz durumu duyurmadan amca oğulları çocukların peşine düşer. Bu yolculuk tıpkı çocukluklarında sünnetten kaçıp Neşet Ertaş’ın İstanbul konserine yetişmek için yaptıkları yolculuğa benzemektedir.
Dana kaçar ve bütün kasabaya bela olur…
İki paralelde bu yolculuklar akarken öbür tarafta Muammer ve Hüseyin’in aldığı dana kaçmıştır ve bütün kasabaya bela olmuştur. Muammer ve Hüseyin’in danayı kimselere duyurmadan derhal bulmaları gerekmektedir.
Macera dolu bir yolculuğun ardından amca oğulları çocukları sağ salim bulup düğüne yetişebilecekler midir? Bu yolculukta Taner’in, Dilek’le yolları kesişecek midir? Asuman’ı ilk kez gören Ramazan ne yapacaktır? Cemile, Veysel’ine kavuşabilecek midir?
