Boğaziçi Üniversitesi’ne Prof. Dr. Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasının ardından başlayan protestolarda Kuzey Kampüsü önünde gözaltına alınan ve haklarında 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan 12 öğrenci hakim karşısına çıktı. Mahkeme sanıkların karakola imza atma tedbirini kaldırarak duruşmayı 28 Haziran'a erteledi.
Boğaziçi Üniversitesi’nde Prof. Dr. Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasının ardından başlayan protestolarda Kuzey Kampüsü önünde gözaltına alınan 12 öğrencinin “Toplantı ve gösteri yürüyüşü kanununa muhalefet” suçundan haklarında 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmalarına İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşmaya 12 sanık ve avukatları katıldı.
Söz hakkı verilen sanıklar, avukatlarının sunduğu taleplere katıldıklarını belirterek, “Derhal beraat kararı verilmeyecekse gelecek celse savunma yapmak istiyorum” ifadesini verdiler.
“ADLİ KONTROL KALDIRILSIN”
Tüm sanık avukatları adına konuşan Avukat Levent Pişkin, “4 ay önce konulan ve mahkemenizin tensip kararı ile devamına karar verilen adli kontrol kararının kaldırılmasını talep ediyoruz. Çünkü orantılılık ve ölçülülük ilkesi ortadan kalkmıştır. Gördüğünüz gibi tüm sanıklar duruşmaya gelmiş. Kaçma şüpheleri yoktur” dedi.
YURT DIŞINA ÇIKMA YASAĞINI SÜRDÜREN MAHKEME İMZA KOŞULUNU KALDIRDI
Mahkeme, sanıklar hakkında verilen ‘Yurt dışına çıkma yasağı’ şeklindeki adli kontrolün kararının devamına, ‘Adreslerine yakın polis karakoluna imza atmak’ şeklindeki adli kontrolün kaldırılmasına hükmederek duruşmayı 28 Haziran’a erteledi.
Duruşma öncesi bir grup da arkadaşlarına destek vermek için Çağlayan Adliyesi önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Polis adliye önünde yoğun güvenlik önlemleri aldı.
BÜLGBTİ+ Kulübü adına okunan açıklama şöyle:
“Bugün 3 Haziran ve biz yine Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, lgbti+lar ve mevcut hükümetin keyfi insan hakları ihlallerine karşı çıkanlar olarak Çağlayan Adliyesi önünde haksızca yargılanan arkadaşlarımızla dayanışmak için toplandık. Burada toplanışlarımızın ne ilki ne de sonu. Bunu biliyoruz, ancak varoluş haklarımızı savunmaktan da bir gün bile geri duymayacağımızı avazımız çıktığınca haykırıyoruz. Boğaziçi direnişinin ilk gününden beri bu mücadeleye omuz veren ve direnişin en çok saldırıya uğrayan kesimlerinden olan lgbti+lar olarak üzerimizdeki baskıların başarısız olduğunu, bizleri ayrıştırmak yerine daha sıkı kenetlenmemizi sağladığını herkese defaatle gösteriyoruz.”
