Abdurrahman Gürses Hoca, Aşır, Lokmam 33-34

2021-03-22 14

Lokman Sûresi: 33.ve 34. ayetler

يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ وَاخْشَوْا يَوْمًا لَّا يَجْزِي وَالِدٌ عَن وَلَدِهِ وَلَا مَوْلُودٌ هُوَ جَازٍ عَن وَالِدِهِ شَيْئًا إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُم بِاللَّهِ الْغَرُورُ

Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Hiçbir babanın çocuğuna hiçbir yarar sağlayamayacağı, hiçbir çocuğun da babasına hiçbir yarar sağlayamayacağı günden korkun! Şüphesiz Allah'ın va'di gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. O aldatıcı şeytan da Allah hakkında sizi aldatmasın.

إِنَّ اللَّهَ عِندَهُ عِلْمُ السَّاعَةِ وَيُنَزِّلُ الْغَيْثَ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْأَرْحَامِ وَمَا تَدْرِي نَفْسٌ مَّاذَا تَكْسِبُ غَدًا وَمَا تَدْرِي نَفْسٌ بِأَيِّ أَرْضٍ تَمُوتُ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ
Kıyametin ne zaman kopacağı bilgisi şüphesiz yalnızca Allah katındadır. O, yağmuru indirir, rahimlerdekini bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Hiç kimse nerede öleceğini de bilemez. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır.

Abdurrahman Gürses (1909-1999)
Sakarya’ya bağlı Hendek ilçesinin Soğuksu köyünde doğdu. Babası uzun süre bu köyün imamlığını yapan Hâfız Said Efendi, annesi Fatma Hanım’dır. On üç-on dört yaşlarında Kur’ân-ı Kerîm’i hıfzetti. Ardından Hendek’te Abdurrauf Hoca’dan tâlim-tecvid, Hendek Yenicami Medresesi’nde müftü Ali Niyazi Konuk’tan sarf, nahiv ve fıkıh dersleri aldı.

Daha sonra İstanbul’a giderek Ayasofya Soğukçeşme medreselerinde bir müddet tahsil gördü, Yenicami imamı Nuri Efendi gibi Osmanlı bakiyesi ulemâ ve müderrislerle tanışıp kendilerinden faydalandı. Erbilli Esad Efendi’nin sohbetlerine katıldı. Medreselerin kapatılması üzerine (1924) Hendek’e döndü ve 1934 yılına kadar burada kaldı. 1932-1933’te askerlik görevini yaptı.

1934’te tekrar İstanbul’a gitti ve Üsküdar’a yerleşti. Üsküdar Selimiye Camii imamı Fehmi Efendi’den İstanbul tariki Ahmed es-Sûfî mesleği üzere kıraat (aşere-takrîb) okudu ve 1937’de icâzet aldı. İlk resmî görevine 1938 sonlarına doğru Fatih Mihrimah Sultan Camii’nde imam-hatip olarak başladıysa da bir ay geçmeden Teşvikiye Camii’ne nakledildi. Burada yaklaşık beş yıl görev yaptıktan sonra 22 Mayıs 1944’te Beyazıt Camii’ne tayin edildi. 6 Haziran 1979’da emekliye ayrılıncaya kadar bu camide görev yaptı.