#islam #müslüman #hzmuhammedsav
ALLAH’I SEVMEK VE ALLAH İÇİN SEVMEK,
Peygamberimiz sav buyuruyor: “Dâvud (as.)’un duasından birisi şöyle idi: “Allah’ım, senden senin sevgini ve seni sevenleri sevmeyi ve senin sevgine beni ulaştıracak amelleri
dilerim. Allah’ım, senin sevgini, nefsimden çoluk çocuğumdan ve soğuk
sudan daha sevgili kıl.”
Peygamberimiz, Allah’ı candan sever ve O’na ibadet etmekten büyük
haz duyardı. Hadis kitapları, Peygamberimizin gece namazında ayakları
şişinceye kadar ayakta durduğunu haber veriyorlar. Kendisine:
—Ey Allah’ın Resûlü, yüce Allah seni bağışlamışken bu kadar zahmete
neden katlanıyorsunuz? Dediklerinde, O:
—Niçin Allah’a şükreden bir kul olmayayım269 Diye cevap veriyordu.
Bu cevap, onun, Allah korkusu endişesiyle değil, Allah’a olan sevgi ve
derin saygısı sebebiyle ibadet ettiğini gösteriyor.
İbn-i Abbas (ra.) anlatıyor: Peygamberimiz gece yarısı namaza kalktı--
ğında şöyle yalvarırdı:
“Allah’ım, hamd sana mahsustur. Göklerin ve yerin nuru, nur vereni
sensin, hamd sana mahsustur. Gökler ve yer seninle senin emrinle ayakta
durmaktadır. Hamd sana mahsustur, göklerin, yerin, göklerle yerdekilerin
Rabbi sensin, sen haksın, va’din haktır, sözün hak, sana kavuşmak hak--
tır. Allah’ım, ben sana teslim oldum, sana inandım, sana güvendim, sana
sığınıyorum. Sana güvenerek mücadele ediyorum. Düşmanımla aramızda
ancak senin hakemliğine baş vurdum. Benim gerek evvelce işlediğim ve
gerekse bundan sonra işlemem muhtemel bulunan günahlarımla, gizli ve
aşikar yaptıklarımı bağışla. Benim İlâhım sensin, senden başka hiçbir ilâh
yoktur. Buhârî, “Tevhid”, 7; Müslim, “Salâtü’l-Müsafirin ve Ahvalihim”, 26.
Ömer b. el-Hattab (ra.) anlatıyor: Peygamberimizin huzuruna Havain kabilesinden bir takım esirler gelmişti. Bunların içinde emzikli bir kadın
vardı. Çocuğunu kaybetmişti. O, göğsüne biriken sütü esirler arasındaki
çocuklara veriyor, emziriyordu. Bu kadın esirler arasında kendi çocuğunu
bulunca hemen onu alıp bağrına bastı ve derin bir sevgi ile çocuğunu
emzirmeye başladı. Bu yüksek şefkat ve sevgiyi görünce Peygamberimiz
bize:
—Şu kadının çocuğunu ateşe atacağına ihtimal verir misiniz? Buyurdu,
Biz:
—Hayır, atmamağa gücü yettiği sürece atmaz, dedik. Bunun üzerine
Peygamberimiz:
—İşte Allah Teâlâ kullarına bu kadının çocuğuna olan sevgi ve şefkatinden daha merhametli ve şefkatlidir, buyurdu.Buhârî, “Edeb”, 18; Müslim, “Tevbe4
Allah’ı Kim Sever?
Hiç şüphe yok ki, Allah’ı, O’nu tanıyan ve O’na inanan kimse sever.
Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruluyor. “İnsanlar arasında Allah’ı bırakıp O’na koştukları eşleri ilah olarak benimseyip onları Allah’ı sever gibi sevenler vardır. İnananların Allah’ı sevmesi ise hepsinden kuvvetlidir. Bakara, 2/165
“Onlar ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her
zaman) Allah’ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin
düşünürler ve şöyle derler: “Rabbimiz, sen bunu boş yere yaratmadın. Seni
tesbih ederiz. Bizi cehennem azabından koru.”Al-i İmran, 3/191.