NOT: Bu haber, AA'nın kuruluşunun 100. yılı kapsamında iletişim fakültelerinde okuyan lisans öğrencilerine yönelik düzenlenen "Gelecek 100 Yılın Habercileri" projesi kapsamında öğrenciler tarafından hazırlanmıştır.Elinin değdiği taşlar sanat eserine dönüşüyor - Antalya 'da yaşayan Erdal Parlaklı, 20 yıldır sahilden topladığı taşların üzerine doğayı resmederek geçimini sağlıyor - Sanatçı, birer tuval olarak gördüğü taşları sahilden topladıktan sonra taşların formlarının verdiği ilhamla eserini yaklaşık 3 günde tamamlıyor - Sanatçı Erdal Parlaklı: - "İnsanların doğadan kopuşunu ve bunun onlar üzerindeki olumsuz etkilerini görüyorum. Böyle bir kaygı taşıdığım için doğal bir malzeme üzerine doğayı resmedip, bir anlamda doğa ile sanatı birleştirerek bunu insanların evlerine taşımalarını sağlıyorum"ANTALYA (AA) - Antalya ’nın Muratpaşa ilçesinde yaşayan 48 yaşındaki Erdal Parlaklı, tam 20 yıldır taşlara resimler çizerek hem sanatını icra ediyor, hem de hayatını bu işten kazanıyor.Tarihi Kaleiçi sokaklarında kurduğu tezgahında boyadığı taşları ve tuvalleri satan Parlaklı, deyim yerindeyse ekmeğini taştan çıkarıyor. Parlaklı, farklı boyutlardaki taşların üzerine çizdiği resimlerin içindeki detaylarla görenleri şaşırtıyor.Kullandığı malzemelerin ve yaptığı sanatın bütününü, "doğadaki güzellikleri doğadan bir objeye taşımak" olarak adlandıran sanatçı, birer tuval olarak gördüğü taşları sahilden topladıktan sonra taşların formlarının verdiği ilhamla yaklaşık 3 günde eserini tamamlıyor. Parlaklı, alışılagelmişin dışında sanatın sınır tanımadığını gözler önüne seriyor.Boyadığı taşları ev aksesuarları şeklinde satan Parlaklı, aynı zamanda kolye ve yüzük gibi aksesuar olarak kullanılabilecek taşları da boyayarak, eserlerini farklı alanlarda kullanma olanağı sağlıyor.Sanatçı Erdal Parlaklı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mesleğine tuvallere resimler çizerek başladığını, ancak ekonomik sıkıntıların onu farklı malzemelerle çalışmaya yönelttiğini anlattı.Taş boyama sanatını kendisi için olanaksızlıktan başlamış bir sanat olarak değerlendiren sanatçı, "Taş boyama benim için azmi ifade ediyor. Taş gibi olabilmek, taş kadar dayanıklı ve dirayetli olabilmek yani yaptığım şeyi yapabilmek adına zorladığım imkanları ifade ediyor. Hiçbir şey olmazsa taş olur gibi." dedi.
Parlaklı, sanatı icra etmenin kalıplar dışına çıkılarak da yapılabileceğini, imkansızlıkların içinde bile var olabileceğini kanıtlıyor. - Taşlar onun elinde sanat eserine dönüşüyorResimlerinde sıklıkla doğa ögelerine yer veren Parlaklı, "İnsanların doğadan kopuşunu ve bunun onlar üzerindeki olumsuz etkilerini görüyorum. Böyle bir kaygı taşıdığım için doğal bir malzeme üzerine doğayı resmedip, bir anlamda doğa ile sanatı birleştirerek bunu insanların evlerine taşımalarını sağlıyorum." dedi.
Erdal Parlaklı, büyüklü küçüklü taşlara yeniden hayat verirken resimlerinde dikkati çekmek istediği ve insanları düşündürecek konuları seçtiğini belirterek, "Herhangi bir konuya kalıplaşmış şekilde tek bir açıdan bakılmasını istemediğim için, farklı açılardan bakıldığı zaman her şeyin daha iyi anlaşabileceğine inandığımdan bunu resimlerimde sağlamaya, uygulamaya çalışıyorum." ifadelerini kullandı.NOT: Bu haber, AA'nın kuruluşunun 100. yılı kapsamında iletişim fakültelerinde okuyan lisans öğrencilerine yönelik düzenlenen "Gelecek 100 Yılın Habercileri" projesi kapsamında öğrenciler tarafından hazırlanmıştır.
http://beyazgazete.com/video/webtv/guncel-1/gelecek-100-yilin-habercileri-elinin-degdigi-taslar-sanat-eserine-donusuyor-antalya-814489.html