: - "Türkiye'nin Dı" />
: - "Türkiye'nin Dı"/>

'Türkiye'nin Dış Politikası ve Orta Doğu' konferansı - KONYA

2020-03-02 20

"Türkiye'nin Dış Politikası ve Orta Doğu" konferansı - KONYA

: - "Türkiye'nin Dış Politikası ve Orta Doğu" konferansı - Salondaki katılımcılar - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın konuşması"Türkiye'nin Dış Politikası ve Orta Doğu" konferansı - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz: - "Suriye'nin geleceği Orta Doğu'nun geleceği, Orta Doğu'nun geleceği de Türkiye dahil olmak üzere birçok ülkenin geleceğini belirleyecektir. Parçalanmış bir Suriye, Orta Doğu'nun ve Türkiye'nin geleceği açısından risk oluşturmaktadır. Dolayısıyla 'ne olursa olsun biz karışmayalım' anlayışı çok doğru bir yaklaşım değil" - "Hiçbir mülteciyi zorla göndermiyoruz. Sadece gitmek isteyenlere engel olmuyoruz" - "Ülkemizde 3,7 milyon Suriyeli kardeşimiz sığınmacı olarak bulunuyor. Bunun daha fazla artmasına Türkiye'nin kapasitesi müsait değil. Dolayısıyla yeni bir göç dalgasını kabul etmemiz mümkün değil"KONYA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Hiçbir mülteciyi zorla göndermiyoruz. Sadece gitmek isteyenlere engel olmuyoruz. Yoksa zorla birilerini göndermek gibi bir durum söz konusu değil. Dolayısıyla gitmek isteyenler kendi iradesiyle gidiyor." dedi.
Yılmaz, Selçuk Üniversitesi (SÜ) Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Türkiye'nin Dış Politikası ve Orta Doğu" konulu konferansta, dış ilişkilerin temelinde bilginin olduğunu söyledi.

Savunma sanayisinde yeterlilik oranını yüzde 20'lerden yüzde 70'lere çıkardıklarını dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu:"İHA, SİHA gibi 3 - 5 ülkede olan teknolojilere sahip olmamız bizi elbette çok güçlü bir hale getirdi. Osmanlı'nın yıkılışından sonra Orta Doğu'da hiçbir zaman istikrar olmadı. Osmanlı bölgede istikrar, düzen ve güç birliğini sağlıyordu. Bu yüzden 21. yüzyıl şartlarında yeniden daha güçlü bir dayanışmaya ihtiyacımız var. Yerel ve bölgesel aktörlerin daha fazla dayanışmaya ihtiyacı var. Kendimiz çözümler üretmediğimiz sürece dış dünyanın etkilerine daha açık hale geleceğiz. Orta Doğu'nun geleceği Orta Doğu'da yaşayan insanlar tarafından şekillendirilmelidir."Yılmaz, Suriye'ye kayıtsız kalmanın mümkün olmadığını belirterek, orada yaşayan ve Türkiye'de yaşayan topluluklar arasında çok ciddi etkileşimlerin bulunduğunu aktardı. - "Yüz binlerce insan hayatını kaybetti"Suriye'nin çok olumsuz bir noktaya geldiğini anlatan Yılmaz, şöyle devam etti:"Milyonlarca insan Türkiye başta olmak üzere farklı yerlere göç etmek durumunda kalmıştır. Rejim kendi insanına büyük zulümler yaptı. Yüz binlerce insan hayatını kaybetti. Suriye'de her etnik gruptan ve mezhepten, değişik dinlerden insanlar yaşıyordu. Gerçekten çoğulcu bir yapıya sahipti. Tek tipleştirilmeye çalışılan bir Suriye hem ülkenin geleceği hem de Orta Doğu'nun geleceği açısından büyük bir risk unsurudur. Suriye'nin geleceği Orta Doğu'nun geleceği, Orta Doğu'nun geleceği de Türkiye dahil olmak üzere birçok ülkenin geleceğini belirleyecektir. Yine parçalanmış bir Suriye, Orta Doğu'nun ve Türkiye'nin geleceği açısından risk oluşturmaktadır. Dolayısıyla 'ne olursa olsun biz karışmayalım' anlayışı çok doğru bir yaklaşım değil."Yılmaz Suriye'nin çoğulcu yapısını, siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü savunduklarını anımsatarak, "Şam'daki rejimden daha fazla Türkiye bunu istiyor. Bunu hem kendimiz hem de Orta Doğu'nun geleceği için istiyoruz. Dolayısıyla Suriye'nin geleceği bizim geleceğimizdir. Suriye'ye kayıtsız kalamayız. Şayet kalırsak gelecekte çok daha büyük bedeller ödemek durumunda kalabiliriz." diye konuştu.
- "Bize insanlık ve demokrasi dersi verenlerin davranışlarını görüyoruz"Suriye'de siyasi bir çözümün olmasını ve her kesimi kapsayan bir anayasının yapılmasını istediklerini ifade eden Yılmaz, rejimin anayasa çalışmalarını da engellediğine dikkati çekti.Yılmaz, bu yüzden rejimin askeri bir dayatma içerisine girdiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:"Ülkemizde 3,7 milyon Suriyeli kardeşimiz sığınmacı olarak bulunuyor. Bunun daha fazla artmasına Türkiye'nin kapasitesi müsait değil. Dolayısıyla yeni bir göç dalgasını kabul etmemiz mümkün değil. Hiçbir mülteciyi zorla göndermiyoruz. Sadece gitmek isteyenlere engel olmuyoruz. Yoksa zorla birilerini göndermek gibi bir durum söz konusu değil. Dolayısıyla gitmek isteyenler kendi iradesiyle gidiyor. Bize insanlık ve demokrasi dersi verenlerin davranışlarını görüyoruz, tüm insanlık görüyor. Burada Avrupa'nın taşın altına elini koyması lazım. Kimse kusura bakmasın bu kadar ağır bir yükü Türkiye tek başına göğüsleyemez. 4 milyona yakın mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye'ye herkesin saygı duyması lazım. Bugün Avrupa, yaşanan sorunları bu kadar az hissediyorsa burada Türkiye'nin çok büyük bir rolü ve katkısı vardır."Öte yandan Yılmaz, Türkiye'nin dış politikada son 15 yılda ciddi mesafeler katettiğini anlattı.SÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin de konferansın düzenlenmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.Programa, AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı'nın yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı.