Sivas mazlumu Ahmet dede başından geçenleri ilk kez Akit’e anlattı! Onlarla mahşerde hesaplaşacağız

2020-02-14 5

Sivas provokasyonu sonrası hakkında hiçbir delil olmamasına rağmen, 27 yıl zindanlarda çile çeken ve haksız cezası sağlık sorunları sebebiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kaldırılan 86 yaşındaki Ahmet Turan Kılıç, özgürlüğüne kavuştuktan sonra ilk kez Akit’e konuştu. Kendisine ithaf edilen suçların hiçbirini işlemediğini ifade eden Ahmet Dede, “Bana iftira atanlar ile ahirette hesaplaşacağım” dedi.


 Taha Emre Özdemir  Sivas 


Tam 27 yıl haksız yere cezaevinde tutulan Sivas mazlumu 86 yaşındaki Ahmet Turan Kılıç’ın cezası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sağlık sorunları sebebi ile kaldırılınca sol medya ile birlikte bazı sosyal medya kullanıcıları kin kusma operasyonu başlattı. Ahmet dedeyi Sivas’taki evinde bulunan hasta yatağında ziyaret ettik. Ahmet Turan ile, oğlu Necdet Kılıç’ın yardımı sayesinde iletişim kurabildik. Kulakları çok ağır işiten Ahmet dede ile başından geçenleri konuştuk...


İftiracılar kaçamayacak

Ahmet amca nasılsınız?


Elhamdulillah. Buna da şükür ama namazlarımı kılamıyorum. Çünkü abdest alırken elimi ya da yüzümü yıkadım mı diye karıştırıyorum. Bir de başım çok dönüyor. Allah razı olsun çocuklarımdan. Onların yardımıyla ihtiyaçlarımı gideriyorum.


Kaç çocuğunuz var?


5 olması lazım. İsimlerini sayamam ama simaca tanıyorum.


Hapiste neler yaşadınız?


Hapishane günlerimi çok az hatırlıyorum. Biraz koğuş arkadaşlarımı hatırlıyorum. Son gün herhalde onlarla bir araya gelerek helalleştik. (Birden öfkeleniyor) Bütün Türkiye’ye şunu söyleyeyim ki bunların yaptıkları suçlamaların hiçbirisini işlemedim. Bana iftira ettiler. İnşallah Rabbimin huzurunda hesaplaşacağız.”


Babamın 27 yılın çaldılar

Necdet Kılıç da, Madımak olaylarının yaşandığı gün, babasıyla olduğunu belirterek, şunları anlattı: “Attıkları iftira ile babamın 27 senesini çaldılar. Cuma namazımızı kıldıktan sonra babamın emekli maaşını almak için çarşıya gittik. Sonra da bazı ödemelerimizi ve alışverişimizi yaptıktan sonra eve döndük. O gün yaşanan olayları evde televizyondan duyduk...


Babamın kulağı duymuyor, gözü görmüyor, yerinden kalkamıyor. Tuvalet ihtiyacını bile tek başına gideremiyor. Kalp ve tansiyon hastalığı var. Tüm bunlarla birlikte hafızası yerinde değil. Geldiği ilk günlerde bizi tanımıyordu. Şimdi yavaş yavaş alışmaya başladığı için ‘oğlum’ demeye başladı. Tam 27 senedir ‘suçsuz’ olduğumuzu ispatlamaya çalıştık.


Erdoğan’a dua ediyoruz

En sonunda kendisinden Allah razı olsun ki sayın Cumhurbaşkanımız sesimizi duydu. Babamı gündeme getirerek aleyhimizde kamuoyu oluşturmaya çalışanlar Allah’tan hiç mi korkmuyor? Babama attıkları iftira ile zaten yıllarını çaldılar. Geçtiğimiz gün sosyal medyada bir paylaşım gördüm. İftiralarına göre babam mahkemede ‘Ben yaktım. Gerekirse bir daha yakarım’ demiş. Allah aşkına. Bu kadar vicdansızlık, merhametsizlik olur mu?  Babama ‘Anayasal düzeni bozmaya teşebbüsten’ ceza verdiler. Babamın bu olaylarla zerre kadar ilgisi yok. Hala uydurma sözler ve gerekçelerle kamuoyunu yanıltmaya çalışıyorlar. Sosyal medyada ‘İşte Ahmet Kılıç’ diye elinde bidon olan birisini yayınlıyorlar. Adam babamın yarısı boyunda. Bunlar artık vicdanı ve merhameti torbaya koymuşlar. 7 polisin babam aleyhine şahitlik yaptığını söylüyorlar. Polislerden birisi de Emniyet Müdürü. Babam aleyhine şahitlik eden polisler, daha kendi görevlerini yapmaktan aciz kişiler. Bunlar, otelin yakılmasını engelleyememiş, olaylar bittikten sonra da babam ile birlikte seçtikleri kişileri öne sürmüş aciz insanlar. O insanları orada katlettirdiler. Sonra da dönüp bizi katlettiler! Biz diyoruz ki gelin el ele verelim ve gerçek suçluları bulalım. Hâlâ cezaevinde suçsuz insanlar yatıyor. ‘Biz solcuyuz’ diyorlar. Adaletten bahsediyorlar. Ancak en büyük adaletsizliği bunlar yapıyorlar. Madımak’ta insanları öldürenler bugün ellerini kollarını sallayarak dışarıda geziyorlar.


Babam alevilere siper oldu

Bizim Alevilerle ne geçmişte ne de bugün hiçbir problemimiz olmadı. Yıllarca bizi birbirimize düşürmeye çalışarak provoke ettiler. Bakın 1978 yılında Ali Baba olayları yaşandı. Ali Baba Camii’ni yaktılar diye insanları kışkırttılar. Babam o dönem Almanya’da çalışıyordu. Sivas’a izine gelmişti. O gün mahallemize gelen öfkeli kalabalığı gördüm. ‘Baba aşağıdan bir kalabalık geliyor’ dedim. Babam sokağa çıktı. ‘Burada Alevi yok’ diyerek kendini Alevi komşularımızın önüne siper etti.”