-Atölye’den detay
--Eser ve malzemelerden detay
--65 Yaşındaki Hikmet Akturan’ın çalışmasından detay
--Hikmet Akturan ile röp
--Genel ve detay
( ELAZIĞ - ÖZEL)- Elazığ'ın Keban İlçesinde emekli olmadan önce boş zamanlarında hobi olarak oymacılık sanatı ile uğraşıp minyatür araba, saz, hayvan figürleri ve çeşitli aletler yapan 65 yaşındaki Hikmet Akturan, şimdi kurduğu atölyede çalışıyor- Komşusuna ait odunluğu onararak atölyeye çeviren Akturun, yaptığı doğal ürünleri satmak yerine, sevdiği dost ve yakınlarına hediye ediyor ELAZIĞ
- Elazığ'ın Keban İlçesinde emekli olmadan önce boş zamanlarında hobi olarak oymacılık sanatı ile uğraşan 65 yaşındaki Hikmet Akturan, şimdi komşusunun odunluğunda kurduğu atölyede minyatür araba, saz, hayvan figürleri ile çeşitli aletler yaparak yakınları ve dostlarına hediye ediyor. İlçede doğup büyüyen ve küçüklüğünde öğrendiği ‘Oymacılık Sanatı’nı fırsat buldukça yapan 2 çocuk ve 4 torun sahibi Hikmet Akturan (65), emekli olduktan sonra komşusunun odunluğunu tamir edip kendine bir atölye kurdu. Atölyede zamanın büyük bir bölümünü geçiren Akturan, ağaçtan minyatür araba, saz, hayvan figürleri ve köy aletleri gibi bir çok ürün ortaya çıkarmaya başladı.
Memurluktan emekli olmadan önce mesai sonrasında evinde ahşaptan oyuncak ve çeşitli eşyalar üretip yakınlarına hediye eden Akturan, şimdilerde kurduğu atölyede yine yakınları başta olmak üzere dostlarına armağan edeceği çeşitli oyuncak ve malzemeleri ortaya çıkarıyor. “Yaptığım eserler para etmese bile hoşuma gidiyor” Emekli olduktan sonra bir boşluğa düştüğünü anımsatan Hikmet Akturan, “Canım sıkılıyordu, daha önceden de bu işleri yapıyordum. Daha önceden musluk tamir eden bir komşumuz vardı. O vefat ettikten sonra burayı alarak temizledim ve eksiklerini giderdim. Zamanımı burada geçiriyorum ve huzur buluyorum. Keban’da yapacak bir şey yok. Kahvehaneye gideceğime gelip burada kendi çapımda bir şeyler yaparak zamanımı öldürüyorum. Yaptığım eserler para etmese bile hoşuma gidiyor” dedi.
"Heves olarak başladım" Bugüne kadar 100’den fazla eser yaptığını belirten Akturan, “ Yaptığım eserlerin çoğunu, akraba, tanıdık ve çok sevdiğim kişilere hediye ettim. Bugüne kadar Keban’da hobi olarak bu işle uğraşıyordum. Çocukluğumda da hevesliydim. Okul sıralarında el işi derslerinde verilen ödevleri en iyi şekilde yapmaya çalışır ve hocalardan da çok beğeni alırdım. Nüfus Müdürlüğü’nde çalışmaya başladığım zaman da hafta sonları kendi çapımda eserler yaptım. Alet hastalığım olduğundan dolayı bir sürü de alet aldım. Bunun yanı sıra yaptığım bu eserlerin tümünü el emeği göz nuru olarak yapıyorum. Herhangi bir amacım yoktu heves olarak başladım” şeklinde konuştu.
“Hem zevk alıyorum hem de stres atıyorum” Çevresinden destek aldığını anımsatan Akturan, “ Maket araba, köy aletleri, bağlama ve çeşitli eserler yapıyorum. Yapmak istediğim ürün için 2-3 gün uğraşıyorum. Uğraşırken hem zevk alıyorum hem de stres atıyorum. Çocukluğumda kendime telden araba, ok, kılıç tahtadan oyuncak ve binek arabalar yapardım. Bu hobim vardı. Bundan sonra sağlığım el verdiği müddetçe buraya gelip bu işimi devam ettireceğim. Gençlerin de mutlaka kendilerine göre bir hobisi veya yeteneği vardır. Bunun üzerine çalışıp, uğraşsınlar. Televizyon, İnternet ve telefon başında gözlerini kör etmeye gerek yok. Zamanlarını kendi yetenekleri üzerine değerlendirsinler”ifadelerini kullandı.