Modellikten oyunculuğa tiyatrodan sunuculuğa on parmağında on marifet biri İpek Tanrıyar. O yeteneği, iyiliği, sempatikliği ve enerjisiyle televizyon dünyasının da en sevilen isimlerinden biri olarak hep yerini korudu. Kadınlar Kulübü TV için de oldukça samimi açıklamalarda bulundu. İpek Tanrıyar ismi çok uzun zamandır hayatımızda bu yolculuk nasıl başladı ve hala bu ismi korumak kolay olmasa gerek bununla ilgili neler söylersin bize? Bu işin matematiksel bir denklemi yok sadece işinizi iyi yapmanız önemli bence istikrarı korumak adına benim meslekte 20. yılım şimdi bunu deyince bu kadın 40 yaşında mı acaba denebilir. Ama 16 yaşında başladım 36 yaşındayım bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum. Çok küçük yaşta başladığım için evet varım. İşimi doğru yaptığım için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığım için hala güzel bir şekilde ilerliyorum. Ben bu mesleği oyuncu olmalıyım model olayım sunucu olayım diye başlamadım hayat beni böyle yönlendirdi geriye dönsem filmi başa sarsam hangi işi yapardım. Kesinlikle yine bu işi yapardım. Ben mesleğimi çok seviyorum. Hangisi ağır basıyor diye sorarsanız hepsinin farklı güzel yanları var hepsi kendi içinde insanı besleyen insana çok şey öğreten meslekler. Şu benim için içinde özeldir dediğim biri yok keşke gerçekten keşke hepsini yapabilseniz de hepsinde aldığım tadı sizde görebilseniz bana bir görev veriliyor ve bende bunun en iyisini yapmak peşindeyim ve çok kafa yoruyorum ama şöyle diyebilirim bana bu kapıları bu rengarenk kocaman kapıları açan modellik oldu ama ben hiçbir zaman modelliği bir basamak olarak kullanmadım. Öncelikle modeldim ve hakkını verdim. Ve ondan sonra bu kapılar ardı ardına açıldı. Sunuculukta şuan canlı performansta hani sanatçılar söyler ya canlı söylerim playback sanatçısı değilim diye bende canlı performansta gerçekten mütevazi olamayacağım çok iyiyim. Festivallerde, özel gece sunumlarında, kurumsal toplantılar da işin hakkını verebildiğimi düşünüyorum. Çünkü benim için iş iş değil, ürün ne olursa olsun bir pazarlama kafanız olmalı bu modellikten zaten böyle başladı. Bir kıyafeti en iyi taşıyabilmek o elbiseyi insanlara aldırtabilmek bu işin pazarlama kısmı o yüzden elbiseyi iyi taşımak zorundasınız. O elbisenin ruhuna bürünmek zorundasınız. Dolayısıyla bir kurumsal organizasyona sunuma gittiğinizde de o firmanın ürününün bir parçası olmak zorundasınız. O firmayı çok iyi kavramak zorundasınız. Ben hiçbir zaman kağıda bakıp konuşamam ama bana elime tomarlarca kağıt verirler ben onları okurum özünü benimserim ve ya Allah derim. Ve 20 sene böyle geçti… Ve daha fazlası söyleşimizde iyi seyirler..