- Tel Aviv yakınlarındaki Remle Cezaevi - El - Arakib aşiretinin Şeyhi Ebu Aziz'in bir grup ile birlikte cezaevinin önüne gelişi - El - Arakib aşiretinin Şeyhi Ebu Aziz'in teslim olmadan önceki açıklamaları - El - Arakib aşiretinin Şeyhi Ebu Aziz'in Tel Aviv yakınlarındaki Remle Cezaevi İdaresi’ne teslim olması - El - Arakib aşiretinin Şeyhi Ebu Aziz'inKendilerini sahranın muhafızları olarak tanımlayan Filistinli bedevilerin yaşadığı El - Arakib köyü, İsrail ’in güneyindeki Necef (Negev) çölünde bulunan, Tel Aviv rejimi tarafından köy statüsü verilmeyerek her türlü hizmetten yoksun bırakılan ve yıkım tehdidiyle karşı karşıya olan 45 Filistin köyünden biri.Kudüs’ten güneydeki Birussebi (Beer Şeva) kentine giden otoyolun 102’nci kilometresinde, yol bariyerlerinden bir kısmının kesilerek açılan patika bir yol ile ulaşılan El - Arakib köyünde, atalarının mezarlarının yanı başında kurdukları çadırlarda oturan bir avuç Filistinli bedevi, İsrail ’in kendilerine açtığı “iskân savaşına” karşı mücadele etmeye çalışıyor.Üç gün önce 137’nci kez yıkımı gerçekleştirilen El - Arakib köyünün, bir zamanlar nüfusu 3 bin civarındaydı. Ancak İsrail ’in zorunlu göç politikası ve uygulamalarına dayanamayan Filistinli bedevilerin sayısı bugün sadece yaklaşık 80 kişi. İsrail güçleri tarafından 3 gün önce yıkımı gerçekleştirilen El - Arakib’in büyüğü, aşiretin babası 69 yaşındaki Şeyh Seyyah Ebu Mudeyğem Et - Turi El - Harbi’ye (Ebu Aziz) de İsrail mahkemesince daha önce verilen 10 aylık hapis cezasının tenfizi için ihtarda bulunuldu.El - Arakib aşiretinin Şeyhi Ebu Aziz, bu sabah saat 6 itibariyle İsrail ’in başkenti Tel Aviv yakınlarındaki Remle Cezaevi İdaresi’ne teslim olmadan önce, AA muhabirine konuştu.
Şeyh Ebu Aziz, bir gün İsrail li yetkililerin kendilerine üzerinde yaşadıkları topraklarının devletin mülkü olduğuna ilişkin bir ihtarname getirmesiyle durumun farklılaşmaya başladığını belirtti.
Daha sonra İsrail li yetkililerin bu kararına karşı çıktıklarını ve İsrail li yetkililerinin topraklarından çıkmak üzere kendileriyle pazarlık yapmaya çalıştığını kaydederek şunları söyledi:“1998 yılıydı. Ben bu duruma karşı çıktım ve dedim ki toprak üzerinde pazarlık yapılmaz. Çünkü bu topraklarda babalarımız, atalarımız ve çocuklarımız defnedildi. Burası bizim tarihimiz. Eğer biz bu topraklar üzerine pazarlık yaparsak, kendi kimliğimiz üzerine pazarlık yapmışız demektir. Bizim bu topraklardaki varlığımız İsrail ’in varlığı gibi değil. Biz bu topraklarda doğduk, bu topraklarda öleceğiz. Toprak anne gibidir, bizi karnında taşır, göğsünde de emzirir. Dolayısıyla üzerine kıyamete kadar pazarlık yapılmaz.”
http://beyazgazete.com/video/webtv/guncel-1/israil-137-kez-yiktigi-el-arakib-koyunun-69-yasindaki-asiret-seyhi-ebu-aziz-i-tutukladi-641026.html