Günümüzde sosyal medya ağları (facebook, twitter, instagram vb.) çok yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. İnternetin gelişimiyle birlikte ortaya çıkan bu sosyal ağlar, yaşamımızın bir parçası haline gelmiştir. Araştırmalara göreDünya nüfusunun ortalama % 67`si sosyal ağlardan herhangi birini kullanmaktadır.Peki, bu sosyal ağları ne kadar doğru ve bilinçli kullanıyoruz? Her zaman insanların aklında şu düşünce vardır:Teknolojinin verdiği imkânlardan yararlanmak iyidir.Toplumun çoğunluğundan bu düşünceyi duyabilirsiniz.
Tabii ki iyidir, ama teknolojiyi nerede nasıl ve ne amaçla kullandığımız`da önemlidir.
Günlük yaşantımızda sosyal ağların bilinçsizce kullanımı içinden çıkılmaz bir hal almış durumda ve bu durum insanın psikolojik sağlığını ciddi derecede etkilemekte. Bir örnekle açıklık getirecek olursak;
Sosyal medyada çok zaman harcayanlar, diğer insanların kendisinden daha iyi bir hayatı olduğuna inanıyor ve tehlikeleri artırıyor. Gazete sayfalarında, “internetten tanıştılar” diye başlayan cinayet, tecavüz, şantaj haberlerini okuyoruz. Ayrıca sosyal medya kullananların %60’nın amacı, diğer insanların ne yaptığını görmek.
Sosyal medya ağları ergenler arasında çok yaygın bir şekilde kullanılmaktadır ve hayatlarının bir parçası haline gelmiştir.
Bu görüşlerden yola çıkarak modern insanların ve özellikle şehir merkezinde yaşayan insanların su ve yiyecekten sonra yaşama kaynağı olan sosyal ağlar, gençlerin kendi egolarını tatmin etme aracı olarak görülmektedir. Artık genç nesil aile içinden ve arkadaşlarından tamamıyla kendisini soyutlamış, duygularını ve düşüncelerini sosyal ağlar aracılığıyla duyurmaya çalışmaktadırlar. İnsanlar arasındaki günlük gerçek sohbetler, tartışmalar bitme aşamasına gelmiş artık bunlar sosyal ağlar üzerinden kuruntular ve içten olmayan düşünceler üzerine yapılmaktadır. Bu durum kırsal kesimde yaşayan insanlarda daha azdır. Çünkü kırsal kesimdeki insanlar imkânlardan dolayı teknolojiden ve gelişimden uzak kalmaktadırlar. İşte burada bir çelişki ortaya çıkıyor; “Kırsal kesimde yaşayıp teknolojik gelişimlerin ortaya çıkardığı sosyal ağlardan uzak kalmak mı, yoksa şehir merkezinde yaşayıp teknolojinin verdiği tüm imkânlardan yararlanıp ve sosyal ağların yol açtığı zararlara katlanmak mı?”
Bu durum insanın yaşadığı ortama göre değişebilir.
Bir başka ayrıntı ise sosyal medya dikizleme ve dedikodu kültürünü arttırmış durumda ve başkasıyla yüz yüze konuşurken söyleyemeyeceğiniz her şeyi orada rahatlıkla söyleyebiliyorsunuz. İnsan sosyal medya ortamında kendi benliğinin dışına çıkabiliyor ve orada başka bir kişiliğe bürünebiliyor. Bu da kişilik, davranış ve düşünce bozukluğunun ortaya çıkmasına sebep oluyor. Buradan yola çıkarak bağlantılı bir şekilde genç nesli farkında olmadan yalnızlığa itiyor ve depresyona girmesine neden oluyor. Çocukların ve gençlerin bu tür sanal saldırılara hedef olmasındaki en büyük etken onların gelişim sürecinde olmalarından dolayı, her türlü etkilenmeye açık olmalarıdır. Gençlerde ve çocuklarda yaygın ol