Kadınlar "hayatın yükünü" omuzluyor - MUŞ/BİTLİS - Köyün girişinden detay - Kadın ve çocukların yürümesinden detay - Kadın Gülperi Korkmaz'ın hayvanlar için torbalara ot koyması - Gülperi Korkmaz'ın torbalara koyduğu otları keçilere vermesi - Gülperi Korkmaz'ın süt sağması - Raif Korkmaz'ın annesinin çorap örmesi - Gülperi'nin evinin önünü temizlemesi - Gülperi Korkmaz ile röportaj - Köyde yaşayan Kadriye Binici'nin odun ateşinde yemek pişirmesi - Binici ile röportaj - Binici'nin hayvanlara ilgilenmesi - Gülperi Korkmaz'ın tandıra yoğurduğu hamuru getirmesi - Gülperi Korkmaz'ın tandırda ekmek pişirmesi - Bitlis'in Hizan ilçesine bağlı Koçlu köyünde 4 çocuk annesi 35 yaşındaki Ayşe Öcal'ın ekmek pişirmesi - Hayvanlara bakması - Ayşe Öcal ile röportaj - Türkiye'nin kırsal kesimlerinde yaşayan kadınlar, günlük ev işlerinin yanı sıra hayvanlara bakmak, tandırda ekmek pişirmek ve yük taşımak gibi işleri de yaparak "hayatın yükünü" omuzluyor - Muş 'ta yaşayan 8 çocuk annesi Korkmaz: - "06.30'da kalkıyorum. Çocuklara kahvaltı hazırlıyorum. Okula giden çocukları okula gönderiyorum. Sabah torbalara yem doldurup hayvanlara götürüyorum. Tekrar gelip ev işleriyle uğraşıyorum. Hamur yoğurup tandırda ekmek pişiriyorum. Öğlenden sonra tekrar hayvanlara yem vermek için ahıra gidiyorum" - Bitlis'te yaşayan 4 çocuk annesi Öcal: - "Sabah önce sobayı yakıyorum ardından gidip hayvanlara bakıyorum. Burada işlerim bittikten sonra eve dönüp çocuklarımı uyandırıyorum. Ev işlerini ve öğle yemeğini yapıyorum. Hamur yaparak tandırda ekmek pişiriyorum. Eşimi, evimi ve çocuklarımı sevdiğim için bu işler bana zor gelmiyor"MUŞ/BİTLİS (AA) - İBRAHİM YALDIZ/ŞENER TOKTAŞ - Türkiye'nin kırsal kesimlerinde yaşayan kadınlar, günlük ev işlerinin yanı sıra hayvanlara bakmak, tandırda ekmek pişirmek ve yük taşımak gibi işleri de yaparak "hayatın yükünü" omuzluyor.Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki kadınlar, çocuk bakmak ve ev işlerinin yanı sıra köylerinde gelir getirici faaliyetlerde de bulunarak ailelerin geçimlerine katkı sağlıyor.Sabahın ilk ışıklarıyla uyanan kadınlar, kahvaltı hazırlayıp çocuklarını okula, eşlerini de işe uğurladıktan sonra diğer işlere koyuluyor.Kadınlar, etinden ve sütünden faydalandıkları, bazen de satarak ekonomik kazanç elde ettikleri hayvanların bakımlarını yapıyor, onlara çuvallarla yem taşıyor.Öğle vakti tandırda ekmek pişiren kadınlar, akşama doğru yemeklerini yapıyor, çamaşır ve bulaşık yıkıyor.Gün boyu çocuklarıyla da ilgilenmek zorunda kalan kadınlar, köyde hayatın tüm yükünü omuzlarında taşıyor.Merkeze bağlı Savaşçılar köyünde yaşayan 8 çocuk annesi Gülperi Korkmaz, AA muhabirine, köyde hayat şartlarının çok zor olduğunu söyledi.
- "Bu zorluklara rağmen hayat çok güzel"Gaziantep'ten Muş 'a gelin geldiğini anlatan Korkmaz, şöyle konuştu:"22 yıldır evliyim, çocuklarım ufak. Eşime destek olmak için elimden gelini yapıyorum. Sabah 06.30'da kalkıyorum. Çocuklara kahvaltı hazırlıyorum. Okula giden çocukları okula gönderiyorum. Sabah torbalara yem doldurup hayvanlara götürüyorum. Tekrar gelip ev işleriyle uğraşıyorum. Hamur yoğurup tandırda ekmek pişiriyorum. Öğleden sonra tekrar hayvanlara yem vermek için ahıra gidiyorum. "Korkmaz, köyde mecburen mücadele etmek zorunda olduklarını anlatarak, "Bu zorluklara rağmen hayat çok güzel. Ne olursa olsun, ister köy ister şehir hiç fark etmez." dedi.
Raif Korkmaz ise eşinin kendisine çok destek olduğunu, bütün işleri birlikte yaptıklarını ifade ederek, "Eşim büyük zahmetlere katlanıyor. Her şeye rağmen hayat yine de güzel." diye konuştu.
Köy sakinlerinden 7 çocuk annesi 54 yaşındaki Kadriye Binici de "Sabah 06.00'da kalkıyorum. Sobayı yakıp yatakları kaldırıyorum. Sabah kahvaltısını hazırlıyorum. Eşim kahvaltısını yaptıktan sonra beraber hayvanlara bakmaya gidiyoruz. Her konuda eşime ve çocuklarıma yardım ediyorum." ifadesini kullandı. - "Evimi ve çocuklarımı sevdiğim için zor gelmiyor"Bitlis'in Hizan ilçesine bağlı Koçlu köyünde yaşayan 4 çocuk annesi 35 yaşındaki Ayşe Öcal da ailesi için tüm zorluklara göğüs geriyor.Öcal, 18 yıldır evli olduğunu, doğduğundan bu yana köyde yaşadığını belirtti.
Her sabah 05.00'te kalktığını ifade eden Öcal, şunları anlattı:"Sabah önce sobayı yakıyorum ardından gidip hayvanlara bakıyorum. Burada işlerim bittikten sonra eve dönüp çocuklarımı uyandırıyorum. Kahvaltılarını yaptırarak çocuklarımı okula gönderiyorum. Ev işlerini ve öğle yemeğini yapıyorum. Hamur yaparak tandırda ekmek pişiriyorum. Köyde yaşamak ve doğuda kadın olmak çok zor. Ağır işler yapıyoruz ama ben işleri zevkle yapıyorum. Eşimi, evimi ve çocuklarımı sevdiğim için bu işler bana zor gelmiyor."Öcal, bütün kadınların, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutladı.
http://beyazgazete.com/video/webtv/guncel-1/kadinlar-hayatin-yukunu-omuzluyor-mus-bitlis-505765.html