Zorlu Engelleri Birlikte Aştılar

2017-12-04 1

Bayraklı Belediyesi Engelliler Merkezi'nin üyelerinden bedensel ve zihinsel engelli Hülya Erdem’in (30) azmi herkesi kendisine hayran bırakıyor. Doğumu sırasında oksijensiz kalan, ayağının kırılmasının sonucunda alçının yanlış yapılmasından dolayı vücudunda bozukluk oluşan, 18 yaşında doktorunun tavsiyesiyle içtiği ilaç nedeniyle her şeyi unutan ve hayata sıfırdan başlayan genç kız, annesi Songül Erdem’in desteğiyle her şeye inat yaşama sevinciyle herkese örnek oluyor. Anne-kız önlerine çıkan tüm engelleri birlikte aşıyor.

İzmir’in Bayraklı ilçesinde oturan yüzde (79) bedensel ve zihinsel engelli Hülya Erdem’in verdiği mücadele herkesi kendisine hayran bırakırken, hayat hikayesi ise göz yaşartıyor. Doğum sırasında oksijensiz kaldığı için hayata yenik başlayan Hülya Erdem için bir doktorun, “Bu belki yürür konuşur, yürür ama bu çocuk gelişemez. Adam edemezsiniz” sözleri anne-babasını adeta yıktı. Ama onlar hiçbir zaman yılmadı. Hülya, 8. sınıfa kadar okudu. Okuma-yazmayı ve onunla birlikte birçok şeyi öğrendi. Bir gün okula giderken düşüp ayağı kırıldı. Yanlış alçı nedeniyle vücudunda şekil bozukluğu oluştu. 18 yaşına geldiğinde ise ailesinin iddiasına göre bir doktorun verdiği yeni bir ilaç Hülya Erdem’in hayatını tam anlamıyla alt üst etti. Bu yüzden 25 gün yoğun bakımda yattı. Kalktığında ise “siyaha beyaz, beyaza siyah” dedi. Okuma-yazmayı unuttu. Ailesi her şeye sıfırdan başladı.

AMBULANS OLSAYDI…
Hülya Erdem’in annesi Songül Erdem (49), hayat hikayelerini anlattı. İzmir’in Bergama ilçesinde oturdukları dönemde hamile kaldığını anlatan Anne Erdem, “Sancım oldu, hastaneye gittik. Doktor gece 12.00’a kadar beni bekletti. Gelip muayene etti, ‘ben bu doğumu yapamam. Çocuk ters geliyor’ dedi. İzmir’e sevk etti. İlk önce ‘ambulans yok’ dediler. Sonra ‘Bir ambulans bulduk. Ama içerisinde bir turist var. Ona bineceksiniz’ dediler, kabul ettik. Turist kaza yapmış, hastaneye götürüyorlar. Araca bindik. Turist, ‘benim kaza yerinde çantam kaldı. İçerisinde paralarım var. Oraya gidelim’ diye ortalığı yıkıyor. Eşim, ‘Hanım doğuracak sonra alalım’ diyor ama kadın yıkıyor ortalığı. Sonra ambulans olay yerine gidiyor. Orada çanta yok. Bu sefer araç askeriye gidiyor. Çantayı alıyorlar. İzmir’e öyle gidiyoruz. Tabi ben bunları sonradan öğreniyorum. Ambulanstan indikten hemen sonra doğum yaptım. Hemen Hülya’yı oksijen çadırına koydular ve Çocuk Hastanesi’ne sevk ettiler. 5 gün kaldı. Elimize bir kağıt verip çıkardılar. Ama hiçbir bilgi vermediler. Sadece, ‘çocuk emmediği için burada kaldı’ dediler. Halbuki çocuk da doğum esnasında sıkıntı olmuş” dedi.

Free Traffic Exchange