Aile toplumun temelidir. Anne baba ve çocuklardan oluşan aileler toplumun ilerlemesi ve sağlıklı kalabilmesi için gereklidir. Ancak, halihazırda bazı Batılı ülkelerde normal aile kavramıyla çelişen yeni bir trend bulunuyor; homoseksüel evliliği. Gayet açıktır ki, bir toplumun modern ve klas olması o toplumun özgür olmasıyla orantılıdır. Ancak değişen Batı kültürleri ve değerleri homoseksüel evliliğinin de sözde bir tür özgürlük olduğunu savunuyor ve birçok aktivist cinsel sapkınlığı kendilerince, “sahip çıkılması gereken bir insan hakları sorunu” gibi algılıyor. Onları örnek alanlar da sözde modern ve modaya uygun davranmak adına peşlerinden giderken aslında topluma, özellikle de çocuklara ve genç kuşağa verdikleri zararın farkında olmuyorlar.
Sonuç olarak homoseksüel aktivistler yaşadıkları sapkın hayat tarzını hem kendi toplumlarının içinde hem de dışında yaygınlaştırmak adına her türlü fırsatı değerlendiriyorlar. Bazı medya kuruluşları ise homoseksüellerin bu doğrultuda fikirlerini yaygınlaştırmak ve haklı çıkarmak için kullandıkları en mükemmel araç haline gelmiş durumda. Homoseksüel haklarını ve cinsel sapkınlıklardan oluşan hayat tarzını savunanlar, Hollywood filmleri, televizyon şovları, moda programları, haber bültenleri, köşe yazıları, müzik videoları, kitaplar ve dergilerin yer verdiği haberler sayesinde yoğun şekilde destekleniyor, sapkın fikirleri meşru hale getiriliyor.
Gençlerin bu tuzağa düşmemeleri, manevi değerlerini korumaları ve şerefli bir hayat sürmeleri için “insan hakları” adı altında kabul ettirilmeye çalışılan bu ‘yeni tip’ hayat tarzının sapkınlığını ifşa etmek herkesin sorumluluğudur. Burada üzerinde durulması gereken en önemli nokta ise homoseksüelliğin İlahi dinlerin kutsal kitaplarında Allah tarafından kati şekilde haram kılınmış olmasıdır (Kuran’ı Kerim, Araf Suresi 80-82, İncil, Romalılar 1/24-28).
Hani Lut da kavmine şöyle demişti: "Sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı hayasız-çirkinliği mi yapıyorsunuz?
"Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz."
Kavminin cevabı: "Yurdunuzdan sürüp çıkarın bunları, çünkü bunlar çokça temizlenen insanlarmış!" demekten başka olmadı. (Araf Suresi, 80-82)
24 Bu yüzden Tanrı, birbirlerinin bedenlerini aşağılasınlar diye, onları yüreklerinin tutkuları içinde ahlaksızlığa teslim etti. 25 Tanrı’yla ilgili gerçeğin yerine yalanı koydular. Yaradan’ın yerine yaratığa tapıp kulluk ettiler. Oysa Tanrı sonsuza dek övülmeye layıktır! Amin.
26 İşte böylece Tanrı onları utanç verici tutkulara teslim etti. Kadınları bile doğal ilişki yerine doğal olmayanı yeğlediler. 27 Aynı şekilde erkekler de kadınla doğal ilişkilerini bırakıp birbirleri için şehvetle yanıp tutuştular. Erkekler erkeklerle utanç verici ilişkilere girdiler ve kendi bedenlerinde sapıklıklarına yaraşan karşılığı aldılar. (İncil, Romalılar 1/24-28)
Bu ahlaksız eylemleri gerçekleştirenlerin Allah Katında ceza ile karşılık görecekleri de yine kutsal kitaplarda net bir biçimde açıklanmıştır (Kuran-ı Kerim, Hicr Suresi 68-75, İncil, Petrus 2/6-10).
(Lut onlara) "Bunlar benim konuğumdur, beni utandırıp-dillere düşürmeyin" dedi.
"Allah'tan korkup-sakının ve beni küçük düşürmeyin."
Dediler ki: "Biz seni 'herkes(in işin)e karışmaktan' alıkoymamış mıydık?"
Dedi ki: "Eğer yapmak-istiyorsanız, işte bunlar, benim kızlarım."
Ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde kör-sersemdiler.
Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi.
Anında (yurtlarının) üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taş yağdırdık.
Elbette bunda 'derin bir kavrayışa sahip olanlar' için gerçekten ayetler vardır. (Hicr Suresi, 68-75)
[Allah] Sodom ve Gomora kentlerini yakıp yıkarak yargıladı. Böylece Allah'sızların başına geleceklere bir örnek verdi. Ama ilke tanımayan kişilerin sefih yaşayışından azap duyan doğru adam Lut'u kurtardı. Çünkü onların arasında yaşayan bu doğru adam, görüp işittiği yasa tanımaz davranışlar yüzünden doğru yüreğinde her gün ıstırap çekerdi. Görülüyor ki Rab Kendi yolunda yürüyenleri karşılaştıkları denemelerden nasıl kurtaracağını bilir. Doğru olmayanları, özellikle benliğin yozlaşmış tutkuları ardından giden ve yetkisini hor görenleri cezalandırarak yargı gününe dek nasıl alıkoyacağını da bilir. (Petrus'un 2. Mektubu, 2:6-10)