ADNAN OKTAR: “Sana (Ey Muhammed,) Zu'l-Karneyn hakkında sorarlar” diyor Allah. Demek ki mühim bir konu ki soruyorlar. “De ki: "Size, ondan 'öğüt ve hatırlatma olarak' (bazı bilgiler) vereceğim.” Demek ki bizi ilgilendiriyor. Bak, "Size” diyor, “Size, ondan 'öğüt ve hatırlatma olarak' (bazı bilgiler) vereceğim.” “Gerçekten,” diyor Allah bak vurguluyor. “Biz ona yeryüzünde” arzda, bütün dünyada. “sapasağlam bir iktidar verdik” diyor. Yani muktedir bir iktidar. Askeri, siyasi, politik, her yönden hakim ettim diyor, Allah. “ve ona her şeyden bir yol (sebep) verdik.” Ama her şeyden. (Kehf Suresi, 83-84) Peygamber değil bu insan. Diyor ki; “Allah Hz. Muhammed (sav)’e hakimiyet vermedi de Zu’l-Karneyn’e mi vermiş?” vermiş işte, ayet. “Verse Peygamber (sav)’e verirdi” diyor. Allah’a sen haşa akıl mı veriyorsun? Allah kime isterse ona verir iktidarı. Zu’l-Karneyn’e vermiş, peygamber değil. Bak Hz. Muhammed (sav)’e vermemiş ama ona vermiş. Hz. Muhammed’e nasıl veriyor? Evladının kanalıyla veriyor. “Benim evladım bütün dünyaya hakim olacak” diyor. Ne demek? Ben hakim olacağım diyor.
Mesela Zu’l-Karneyn diyor ki; "Rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla” bak sağlam bir iktidar, yıkılmaz bir iktidar. Nasıl sağlam iktidar olur? Terörist yok, anarşist yok. Kahredici bir askeri güç var. Muhteşem bir istihbarat düzeni var. Muazzam bir özgürlük var. Müthiş bir demokrasi var. Ve muazzam bir zenginlik var. Her yönden insanlar huzur içinde. Sağlam bir iktidardan kastedilen budur. Her şeyin mükemmel olduğu bir iktidar. “yerleşik kıldığı” hareketli değil. “(güç, nimet ve imkan), daha hayırlıdır. Madem öyle, bana (insani) güçle yardım edin” Yani bana insan olarak tabi olun. “Sizinle onlar arasında sapasağlam bir engel kılayım." Terörü ben kaldırayım diyor. Tabi olunca terör bitiyor, bu kadar açık. Bu da işaret ediyor ki, ancak Mehdi (as)’la terör bitebilir.
Bak diyor ki, Bakara Suresi, 247’de. "Allah size Talut'u (melik olarak) gönderdi." Peygamber değil, melik olarak geliyor. “Nasıl oluyor ki?” diyor. İşte oluyor ayet var. Onlar da diyorlar ki bak; "Biz hükümdarlığa (bu Mehdiyet’e), ona göre daha çok hak sahibiyken” okullarımız varken işte siyasi imkanımız varken, zenginliğimiz varken. Bak, “hükümdarlığa (Mehdiyet’e) ona göre daha çok hak sahibiyken ve ona bir mal (servet) bolluğu (imkanlar) verilmemişken, nasıl bizi (yönetmek üzere) hükümdarlık (mülk) (Mehdiyet) on