19 Nisan 2015 tarihinde aramızdan ayrılan ve Türk Einstein'ı olarak bilinen bilim dâhisi Oktay Sinanoğlu, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanlığınca düzenlenen panelde anıldı.
Sunuculuğunu Dr. Gonca Kuzay Demir'in yaptığı paneli Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Maraş yönetti. Maraş, paneli açış konuşmasında, Sinanoğlu'nun Türkiye'nin yetiştirmiş olduğu en büyük değerlerden biri olduğunu; matematik, fizik, kimya alanlarında çok önemli problemleri çözdüğünü anlatarak, sözü panel konuşmacılarına verdi.
İlk olarak Doç. Dr. Ferhat Karabulut konuştu. Karabulut, Cemil Meriç'ten alıntılar yaparak dil ve kimlik arasındaki bağlantıya dikkat çekti ve Türk aydınının kendinden, dilinden ve kültüründen uzaklaştıkça vatanını ve ülkesini satma noktasına gelebileceğini, Sinanoğlu'nun bu konuda çok bilinçli bir aydın olduğunu ve ABD vatandaşlığına geçmediğini anlattı. Karabulut, ayrıca Cemil Meriç'in "kamus(sözlük), namustur" sözünden hareketle, Sinanoğlu'ndaki Türkçe bilincinin somut örneklerini verdi.
İkinci konuşmacı Prof. Dr. Yüksel Abalı, Sinanoğlu'nun bilimsel başarılarını ve ödüllerini örnekledikten sonra, onun bilim-gönül ilişkisine çok önem veren bir aydın olduğunu anlattı ve Sinanoğlu'nun üç aşkla yaşadığını söyledi: Allah aşkı, vatan aşkı ve bilim aşkı. Abalı, onun Yıldız Teknik Üniversitesi'nde yaşadığı olumsuzlukları da kendisinden dinlediği sohbete dayanarak anlattı ve böyle dâhilerin zaman zaman vefasız davranışlarla da karşılaşabildiğini vurguladı.
Üçüncü konuşmacı Prof. Dr. Ayşe İlker ise, Oktay Sinanoğlu'nun 1978 yılında yazdığı bir makaleye dayanarak, Türkiye'de eğitim dilinin niçin İngilizce olmaması gerektiği üzerinde Sinanoğlu'nun ortaya koyduğu ölçütleri anlattı. Yabancı dil öğretiminin kolay ve kalıcı yöntemlerle gerçekleştirilebileceğini, bilim ve teknik alanlarında herkesin kendisine yetecek kadar yabancı dil bilmesi gerektiğini, ancak Türkiye'nin bütün okullarında eğitim dilinin Türkçe olması gereğini Sinanoğlu'nun bilimsel görüşlerine dayanarak ele aldı.
