Kafkas Dağlarının gölgesinde, Karadeniz kıyısında kurulmuş tatil kenti Batum, Acara Özerk Cumhuriyeti’nin en güzel ve en eski şehri. Türkiye’nin Sarp sınır kapısından 22 kilometre içeride yer alan Batum, sahil boyunca uzanan yemyeşil parkaları, koşu ve bisiklet yolları ile, insanına doğa ile iç içe bir yaşam sunuyor. Parklarda yoğunlaşan yeşil, kentin içinde, geniş caddelerin çevresinde, az katlı yapıların arasında ve meydanlarda sürüp gidiyor.
Sovyetler Birliği döneminde, bürokratlar için önemli bir tatil beldesi olan Batum, eski apartmanlar ve caddeler ile bu döneme ait izler taşıyor. Meydanları, parkları, iyi korunmuş tarihi binaları ile bir Avrupa şehri görünümünde olan şehir, ormanlarla kaplı dağları, yeşil vadileri, nehir ve şelaleleri ile nefes kesici manzaralar sunuyor.
Batum’u, Karadeniz bölgesinin cazibe merkezi haline dönüştürmeyi amaçlayan Gürcü hükümeti, son birkaç yıldır bu konuda çok yoğun çalışıyor. Her geçen yıl daha da büyüyüp, gelişen şehirde eski binalar dokusuna sadık kalınarak onarılıyor, yada yerlerine, mimari açıdan dikkat çeken yenileri yapılıyor.
11 Mayıs–4 Haziran 1918 tarihleri arasında Batum'da yapılan konferanstaki görüşmeler sonucunda; Osmanlı Devleti ile Kasım 1917’deki Bolşevik ihtilalinden sonra Kafkasya'da kurulan devletlerle, yani Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti, Gürcistan Cumhuriyeti ve Azerbaycan Milli Şurası (Cumhuriyeti) arasında 4 Haziranda Batum Antlaşması imzalanmıştır. Üç Kafkas devleti, Osmanlı Devleti ile görüşmelere Maverâ-yı Kafkasya adı altında birlikte katılmış ancak konferans sırasındaki gelişmeler sonucunda ayrı ayrı antlaşmalar imzalanmıştır.[1] Bu antlaşma ile Ayastefanos Antlaşması ve Berlin Antlaşmaları ile kaybedilen Batum dâhil diğer topraklar geri alınmıştır. 15 Ağustos 1918 tarihinde de Padişah VI. Mehmet Vahidettin de bir beyanname yayınlayarak Elviye-i Selâse'nin (Kars, Ardahan ve Batum'un) resmen Anavatan’a bağlılığını ilan etmiştir.
Batum Antlaşmasıyla, Kars, Ardahan ve Batum sancakları geri alındıktan sonra, Trabzon'da ki barış heyeti de bu durum üzerine Plebisiteye razı olmuştur. Plebisit sonunda çoğunlukla halk, Osmanlı Devletini istediğinden, Batum, Kars ve Ardahan Osmanlı devletine katılmıştır.
Sonra,
Mondros Ateşkes Antlaşması ile Osmanlı Devleti 1914 sınırlarına çekilmek zorunda kalmıştır. Daha sonra 13 Ekim 1921 tarihli Kars Antlaşması ile Kars, Ardahan Türkiye'da kalmış, Batum Gürcistan'a verilmiştir.