Aliağa’nın Helvacı Mahallesi’nde, 2009 yılında kurulan ve kısa sürede 200’den fazla üyeye ulaşan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Aliağa Şubesi, 2012 yılında temeli atılan ve tamamlanma aşamasına gelen derneğe ait Helvacı Cem Evi’nde Aşure Etkinliği düzenledi. Sabahın erken saatlerinde dernek üyeleri ve çok sayıda vatandaşın pişirilmesine katkıda bulunduğu Aşure, Dede duası okunmasının ardından yaklaşık bin kişiye ikram edildi. Kazanların birlik, beraberlik ve dostluk için kaynadığı etkinlikte hep bir ağızdan barış mesajları verildi.
Kazan başına geçip çorba karıştıran Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Helvacı Şube Başkanı Şükrü Barut, bugünün kaynaşma günü olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Aşure etkinliği ve Muharrem Anması’nın aslında temel nedeni insanların bu tür acıları bir daha yaşamaması dileğiyle gerçekleştirilir. Dileriz ki bütün insanlık savaşlara son versin. Biz, insanca, dostça, kardeşçe bir hayat bir mümkündür diye düşünüyoruz. Onun için de aslında Aşure olmak istiyoruz. Temennimiz bütün tarafların bir arada olduğu rahatlıkla yaşayabildiği bir dünya olmasıdır. Aşurenin de buna vesile olmasını istiyoruz” Aşure Günü’nün İslam alemi ve Alevi inancına göre ne anlama geldiğini kazan başında yaptığı dualarla vurgulayan Alevi Dedesi Gökmen Savak, “Aşure, Aleviler için birliğin, dirliğin ve gönül zenginliğinin timsalidir. İnsanların bir araya gelip ortak bir tat yaratmasından kaynaklanan bir değeri vardır. Yani, bütün insanların kültür ve inançları gözetilmeksizin bir araya gelip fikirlerini, görüşlerini harmanlayıp ortak bir değer oluşturmasını temsil eder. Bu vesileyle, ‘Gelin canlar bir olalım, diri olalım’; bu berekete, bu yassı mateme bu birlik ve beraberliğe eşlik edelim, can olalım” diyerek birlik, beraberlik mesajları verdi.
Aşure’nin yapılışına katkı sunan Sultan Kebude ve Halise Yıldırım ise kazan başında ter dökerken paylaşım, dostluk ve beraberlik temennilerinde bulunarak Aşure’nin yapılışına ilişkin detayları verdi. Halise Yıldırım, “Bizler, 12 imamların yolunda tutulan matem ayı orucunun son günü aşure yaparak lokma döküyoruz. Bu çorba da yassı şükran çorbasıdır. Dede gelir duasını verir, misafirlerimiz gelir çorbasını yer ve lokmasını evine götürür. Bu lokma sayesinde toplum olarak hepimiz bir araya geliriz” diye konuştu. Foça Hab
