ADNAN OKTAR: Furkan Suresi 30. “Ve elçi dedi ki: "Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur'an'ı terkedilmiş (bir kitap) olarak bıraktılar." (Furkan Suresi, 30) Peygamberimiz (s.a.v.)’in bizden tek şikayeti var ahirette, “Ya Rabbi” diyor, “benim kavmim Kuran’ı terk edilmiş bir kitap olarak bıraktılar.” Özellikle bu ahir zamanda çok yoğun olarak tecelli etti. Kuran yerine hurafe. Bol bol Cübbeli’nin hurafeleri, bilmem kimin hurafeleri ortalığı kapladı. Hurafeler sonucunda da hanımların gülmesine laf söylüyorlar. Bülent Arınç çıkıyor, hurafeye dayandırarak ne diyor? “Hanımlar kahkahayla gülmesinler” diyor.
“Göğün bulutlarla parçalanacağı ve meleklerin bir indirilme ile indirileceği gün;” (Furkan Suresi, 25) Allah Allah. Melekler ne sevimli güzel varlıklar. Gökten insanlar hep böyle uzaylılar gelecek diye bekliyor. Halbuki kıyamet öncesi melekler geliyorlar. Var ya filmlerde hep gökten insanlar geliyor. Öyle değil melekler gelecek. Bak, “bir indirilmeyle indirileceği gün.” Cenab-ı Allah onları indiriyor.
Melekleri görecekleri gün, suçlu-günahkarlara bir müjde yoktur. Ve o gün (melekler onlara) derler ki: "(Size sevinçli haber) Yasaktır, yasak." (Furkan Suresi, 22)
Bize kavuşmayı ummayanlar, dediler ki: "Bize meleklerin indirilmesi ya da Rabbimizi görmemiz gerekmez miydi?" (Furkan Suresi, 21) Cübbeli ne diyor? “Mehdi (a.s) zamanında melekler görünecek, söyleyecekler” diyor, “bu Mehdi (a.s) diye söyleyecekler” diyor. Halbuki Allah ayette; “Bize kavuşmayı ummayanlar bunu söyler” diyor Allah. “"Bize meleklerin indirilmesi ya da Rabbimizi görmemiz gerekmez miydi?" derler” diyor. Görünür olarak melek inmez. Tabii ki Hz. Mehdi (a.s) devrinde melekler vardır fakat bu, görünmez inen meleklerdir. Görünür hale geldi mi felaket geldi demektir zaten.
(Münafıklar) Kendilerinden hoşnut olmanız için size yemin ederler.” Yani hep Allah’ı anarak, yemin ederek konuşuyorlar. “Siz onlardan hoşnut olsanız bile şüphesiz Allah, fasıklar topluluğundan hoşnut olmaz. (Tevbe Suresi, 96) Fısk-fücura devam ediyorsa hoşnut olmuyor Cenab-ı Allah.
(Savaştan) Geri kalanlarla birlikte olmayı seçtiler. Onların kalpleri mühürlenmiştir. Bundan dolayı kavrayıp-anlamazlar. (Tevbe Suresi, 87) Bazı insanlara din anlatılıyor, güzel ahlak, sevgi, şefkat, merhamet, bağnazlığın tehlikeleri anlatılıyor; adamın bir kulağından girip bir kulağından çıkıyor, hiç anlamıyor. Allah, “anlamazlar” diyor. “Geride kalanlarla birlikte olmayı seçtiler.” Bir bahaneyle geride kalmak istiyor. Müslümanlar gibi böyle aktif, canlı İslam’a hizmet etmek istemiyor. “Onların kalpleri mühürlenmiştir.” Kalpleri kapanmış. Mühürlenmiş ne demek? İç şuuru kapalı, iç vicdanı kapalı. Onun için dümdüz varlık, mahluk, garip bir varlık yani.
“Ama Resul ve onunla birlikte olan mü'minler,” bak Resul ve onunla birlikte olanlar, ayrı ayrı değil birlikte, birlikte olanlar, “mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler; işte bütün hayırlar onlarındır ve kurtuluşa erenler onlardır. (Tevbe Suresi, 88) diyor Allah. Allah onara hayır veriyor ve kurtuluşa erenler de onlar oluyor. “Resul ve onunla birlikte olanlar.” Yani Müslümanlar’ın lideri neredeyse onunla birlikte olmak. Mesela diyor ki; “İmama gerek var mı?” Bak ne diyor Allah? “Resul ve onunla birlikte olanlar.” Ayrı gayrı yok. Bir Resul var, imam var ve onunla birlikte olan insanlar var. Allah bunları muhatap alıyor, bu topluluğu muhatap alıyor. Ayrı gayrı bir yapı yok. Kurşunla kaynatılmış binalar gibi birlikte oluyorlar.
BÜLENT SEZGİN: Hocam, Allah ayette, şeytandan Allah’a sığınırım; “Sen de sabah akşam onun rızasını isteyerek dua edenlerle birlikte sabret” diyor inşaAllah.
ADNAN OKTAR: “Rızasını isteyenlerle birlikte.” Birlikte ne demek? Beraber. Sabır müminin özelliği. Sabır nedir; dünyadan geçmek sabır gerektiriyor, ters bir söz duyduğunda sabır gerektiriyor. Her konu sabır gerektirir.
KARTAL GÖKTAN: Ayetin devamında da Hocam, şeytandan Allah’a sığınırım; “Dünya hayatının geçici süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma” şeklinde buyuruyor.
ADNAN OKTAR: Dünya hayatının süsü, bir şey yok. Dünya hayatına deliler gibi bağlanıyor insanlar. Halbuki dünya, hayır süsü olsa bile insan bedeni buna müsait değil. Çok süratle çöküyor, yaşlanıyor bitap ve biçare. Uykusu gelip uyuyor. Sarayı var, saraya bakamıyor uyumak mecburiyetinde kalıyor. Yemek yemek mecburiyetinde kalıyor. Birçok aczi var, onlarla uğraşmak durumunda kalıyor. “Asıl nimet ahirettedir” diyor Cenab-ı Allah.
TARIK KOÇ: Başka bir ayette de, şeytandan Allah’a sığınırım; “Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu)
