Üç yıl önce le 9 Temmuz 2011’de, Güney Sudan yıllarca mücadelesini verdiği bağımsızlığını kutluyordu.
Fakat o günden sonra bağımsızlık rüyası bir kabusa dönüştü. Açlık ve iç savaşla birlikte ülkede çok kan aktı.
Oysa aynı yılın Ocak ayında yapılan referandumda Sudan‘ın güneydeki hristiyan bölümünün yüzde 99 oranında bağımsızlığa evet dediği açıklanmıştı. Bu oylama Kuzey ile 2005’te varılan barış anlaşmasıyla kararlaştırılmıştı.
Dönemin özerk yönetim başkanı Salva Kiir Mayardit, bağımsızlığın ardından da ilk devlet başkanı oldu. Ancak Mayardit kısa süre sonra en başlarda şikayetçi olduğu baskıcı yöntemleri uygulamakla itham edilmeye başlandı.
Mayardit 2013 yılı Temmuz ayında yardımcısı Riek Machar‘ın görevine son verdi. Machar‘ın 2015 yılındaki seçimlerde aday olacağını açıklaması iki ismin arasını açmıştı.
15 Aralık’ta Machar’a düzenlenen suikast girişimi iplerri kopardı. Mayardit’in bağlı olduğu Dinka ve Machar‘ın etnisitesi Nuerler karşılıklı suçlamalarla kanlı çatışmalara başladı.
Güney Sudan’da 3 yıldır Birleşmiş Milletler barış koruma misyonunun başında olan Hilde Johnson 8 Temmuz itibariyle görevini başarıya ulaşamadığı itirafıyla tamamladı.
“Güney Sudan’da 2005 yılından beri 3 büyük hastalık var. Yolsuzluk bir kanser gibi. Petrolle birlikte bir faydadan çok lanete dönüşüyor.
İkinci olarak kanun değil silahlar yönetiyor. Güvenlik güçlerinin dokunulmazlığı var ve yönetim halka değil elite hizmet ediyor.
Ülkede yaşanan felaketin Uluslararası camiada yankı bulması için haber ajanslarının 15-16 Nisan’daki Bentiu katliamı görüntülerini yayınlaması gerekti. İsyancı militanlar yüzlerece sivili öldürmüştü.
Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry 2 Mayıs’ta başkent Juba’ya sürpriz bir gezi düzenledi. Kerry iki tarafı da bir ateşkese zorlamış olsa da bunun uzun ömürlü olması beklenmiyor. Devlet Başkanı Mayardit bir anlaşmaya dönük dışarıdan gelen girişimleri iç işlerine müdahale olarak nitelendiriyor.
Uganda’nın da yönetimin yanında tavır koymasına rağmen neticeye ulaşılması kadar çatışmaların yayılarak bölge barışını tehdit etmesi de ihtimal dahilinde. bulunuyor.
Güney Sudan‘ın en büyük gelir kaynağı olan petrol ticareti durmuş durumda. Bölgedeki çatışma ve olası ayrılığın petrol kuyuları güneyde kalan Hartum yönetimini de çatışmaya çekebileceği iddia ediliyor. Mayıs ayında kabul edilen ateşkes anlaşması sonrasındaki sükunet barıştan çok fırtına öncesi sessizliği düşündürüyor.