Filistin’de kaçırıldıktan sonra yakılarak öldürüldüğü anlaşılan 17 yaşındaki Muhammed Ebu Hudayr‘ın ailesine taziye ziyaretleri devam ediyor. Yaralarını sarmaya çalışan üzgün ve öfkeli aile üyeleri sessiz kalmayacakları mesajını verdi:
“Kendimizi artık güvende hissetmiyoruz. Protesto yapmaya devam edeceğiz. Sessiz kalmayacağız. Bir anne olarak eğer yapabilseydik onları kendi ellerimizle yok ederdik. İsrailliler’in bir daha bizim mahallemize girmelerini istemiyoruz.”
Olaylarla bağlantısı olmayan Ebu Hudayr‘ın öldürülen 3 İsrailliye misilleme olarak İsrailli yerleşimciler tarafından kaçırıldığı iddia ediliyor. Filistinliler, İsrail polisinin faili bulmak için yeterince çaba sarf etmediğini düşünüyor:
“İsrail güvenlik güçleri suçluyu bulmak için üzerine düşeni yapmadı. Kaçıranların kimliğini ve olay sırasında kullanılan arabayı bildiği halde gevşek davrandı. “
Filistinli gencin ölümüyle Doğu Kudüs bölgesi bir anda karıştı. 13 yıl önceki intifada olayından bu yana bu çapta büyük bir çatışma yaşanmamıştı.
“Filistinliler kendi yasal haklarını koruyor. Bu da Filistin toprağıdır. Kendi topraklarını savunmaları haklarıdır. Ama Kudüs’te kendimizi sadece taş atarak savunabiliyoruz çünkü burada ne askerimiz ne de bizi koruyacak bir başka gücümüz var.”
Son yaşanan kaçırma olaylarından sonra her iki tarafın güvenlik sorununa ilişkin kaygıları daha da arttı. Kudüs’te bulunan euronew muhabiri Luis Carballo, barış görüşmelerinin konuşulduğu bir dönemde ayrışmanın daha da görünür hale geldiğine dikkat çekti:
“Bu tramvay hattı Kudüs‘ün şehir merkezi ile kuzeydeki yerleşimci bölgeyi Arap mahallelerinden geçerek birbirine bağlıyor. Kudüs Belediyesi bunu bir ‘birleşme’ proje olarak tanıttı. Ama son günlerde yaşanan olaylar bu birleşmenin sadece kağıt üzerinde olduğunu gösterdi.”