Letizia İspanya Kralı VI. Felipe için bir koz mu?

2014-06-18 59

Letizia Ortiz Rocasolano’nun bir gün İspanya Kraliçesi olacağı kimsenin aklına gelmezdi. Televizyon sunucusu, Amerika Birleşik Devletleri Başkanlık Seçimleri ve 11 Eylül saldırıları gibi olaylardaki başarılı sunumuyla İspanyolları adeta ekrana bağlamıştı.

Ama kariyerinin doruğundaki sunucunun hayatı 2003’te apayrı bir boyut kazandı. İspanya tahtının tek varisi ile karşılaşması tüm kariyerini bir tarafa bırakıp yeni bir hayata yelken açmasını sağladı.

Letizia ile Prens Felipe’nin birlikteliği Kraliyet Ailesi’nde de birçok tabunun yıkılmasına yol açtı. İspanya Monarşisi’nin tarihinde ilk defa Prens, asil olmayan üstelik de boşanmış bir kişi ile evlendi.

Kraliyet Ailesi bu duruma kesinlikle karşıydı. Ama Felipe bu yasakları dinlemeyecekti.

Letizia, prensesliğinin ilk yıllarında İspanyollar tarafından soğuk ve mesafeli bulunuyordu. Ayrıca çok hırslıydı ve birçok estetik ameliyat geçirmişti. Bu yüzden de popülerliği büyük bir darbe almıştı. Herkesin dilinde prensesin ne kadar zayıf olduğu ve nasıl kıyafetler tercih ettiği vardı.

Üstelik 41 yaşındaki Prenses, iki çocuğu ile özgür bir hayat tarzı sürmeyi tercih etti. Sinemaya ve konserlere sık sık gitmesinden dolayı magazin gazetecileri ona “Hippi Kraliçe” adını verdi. Kraliçe Sofia ile de sık sık karşılaştırılan Prenses, Sofia’nın aksine işte çok zaman geçirmemekle eleştirildi.

Letizia’nın İspanyolların gözünde değer kazanması ise hazin bir aile trajedisinin ardından gerçekleşti. 2007’de kız kardeşi Erika depresyon geçirdi, hemen ardından da intihar etti. İkinci çocuğuna hamile olan yastaki Letizia’nın hıçkırıklara boğulması tüm ülkeyi derinden etkiledi.

Sophia’nın doğumundan sonra Letizia kendini çocuk hakları, eğitim ve kültür gibi konulara adadı.

Kıyafet seçiminde ise ünlü İspanyol modacıları yanından ayırmadı. Kendine has stili sayesinde İngiltere’deki Cambridge Düşesi ile karşılaştırıldı.

İspanya’da Kraliyet Ailesi en zor dönemlerinden birini geçiriyor. Bu yüzden de Felipe’nin yanında Letizia’nın varlığı çok önemli bir denge unsuru olacak. Ve belki de Monarşi’nin eski günlerine dönmesinde rol oynayacak.

Marta Gil, euronews:
“VI. Felipe’nin hükümdarlığı Kraliçe Letizia Ortiz Rocasolano’dan ayrı düşünülemez. Uzun yıllar Kraliyet Ailesi üzerinde çalışan yazar ve gazeteci Pilar Urbano ile birlikteyiz.
Sayın Urbano, Kraliyet Ailesi ile geçirilen 10 yılın ardından damarlarında soylu kanı akmayan Latizia kraliçeliğe tam anlamıyla hazır mı?

Pilar Urbano:
“Letizia 10 yıllık büyük bir hazırlık döneminden geçti. Ayrıca Kraliçe’nin isteği üzerine nişanlı olduğu bir yılı da sarayda geçirdi. Kraliçe hazretleri bana, “Onu buraya bir şeyler öğrensin diye getirmedim” dedi. Ama tabii buradayken biraz protokol ve başka şeyler de öğrendi. Bu, nasıl bir aileye katıldığını ve ne tür bir hayat yaşayacağını görmesi için pür dikkat kesilmesini sağladı. Bu yüzden de artık hazır. Çünkü 10 yıl bir üniveriste ve askeri eğitimden çok daha fazla bir süre.”

euronews:
“Yaklaşık bir yıl önce Letizia kendini büyük bir tartışmanın içinde buldu. Geceleri tek başına eğlence yerlerine gittiği fotoğrafları yayımlandı.”

Pilar Urbano:
“Aslında bu çıkışları çok masumcaydı. Ya eşiyle, ya yakın arkadaşları ile çıkıyor ekseriyetle de konserlere gidiyordu. Eşi evde kalmayı tercih ettiği için bu yerlere onu sürüklemesi gerekiyordu. O, sınırları kesin çizgilerle belirlenmiş ve antik bir balonun içinde bulunan bir saray prensesi değil. Bu şekilde de devam etmesi de bence iyi bir şey. Bana kalırsa onların sokağa inmeleri gerekli. Kraliçe de bana aynı şeyi söyleyip olayların gerçekleştiği yerde bulunmaları gerektiğini belirtmişti.”

euronews:
“Yani Letizia’nın imajı Kraliçe Sofia’dan çok farklı. Onları karşılaştırmamak imkansız. Geldikleri aileleri göz önünde bulundurmazsak Kraliçe Letizia’yı Sofia’dan ne farklı kılacak?”

Pilar Urbano:
“Neredeyse her şey. Ayrıca bir taklit olmaması da çok iyi. Taklit bir prenses olmamalı. Bence stili değiştirmeli ve Prens de bunu yapmalı. Buradaki konu nesillerdeki bayrak değişimi değil. Tüm gereklilikleri ile birlikte, bu, hayat şeklinde bir değişiklik. Bugüne kadar yaptığı gibi bundan sonra da gazeteci kadın kimliği ile dünya ile ilgilenecek, kristalini kıracak, halka dokunacak.”

euronews:
“Monarşi kurumu ve eşi için onun bir koz olduğunu düşünüyor musunuz?”

Pilar Urbano:
“Bence bugün Monarşi’nin “avamlaşması” hayatta kalması için gereken bir aşıdan farksız. Bu kişilikler tatları acımış ve modaları geçmiş durumdaydı. Ayrıca zaman aşımına uğramış kurallara uymaları gerekiyordu. Bu kırmızı kanın eklenmesi gerekliydi. Tabii ki tüm kanlar kırmızıdır ama burada belirtmek istediğim bu enjeksiyonla Monarşi’nin sosyalleşmesinin sağlanması.

Bu aşıdan daha fazlası, hatta açık bir çek bile olduğunu söyleyebilirim. Bunu tüm Avrupa’da fark edebiliriz. Bugün liderler, aralarındaki sorunları çözmek için çocuklarını evlendirmiyor. Sorunlar hükümetlerde ve parlamentolarda çözülüyor. Bu yüzden de prens ve prensesler kraliyet çiftinin sürekliliğinin sağlanabilme

Free Traffic Exchange