Aileler çocukların yaşadıkları sorunlara yaklaşırken bunun travmatik bir etkisinin olup olmayacağı noktasında endişelenirler ve çocuklarına karşı koruyucu bir tutum içerisine girerler. Bir olaya ruhsal travma denilebilmesi için kişinin ya da tanık olduğu bir kişinin ağır bir yaralanma, tehdit veya fiziksel bütünlüğüne zarar görmüş olması ve bunun karşısında yoğun derecede üzüntü, çaresizlik veya aşırı korku hissetmesi gerekir. Doğal felaketler, cinsel taciz, istismar, trafik kazaları, işkence vb.gibi olaylar travma için örnek verilebilir. Çocuğun hayatında karşılaşabileceği sorunların onda kalıcı bir etkisi yaratacağı düşüncesi ile hareket edildiğinde, sorun çözme becerilerini geliştirmesi için fırsat vermemiş oluruz.