Açılım Sürecinin Gölgesinde 1 Mayıs 2014

2014-05-01 111

Burdur’da Açılım Sürecinin gölgesinde 1 Mayıs

Bu yıl Burdur’da Açılım Sürecini İhanet Süreci olarak gören milli kuvvetlerin gafletiyle işçi ve emekçinin Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü olan 1 Mayıs, bölge partisi olmaktan asla kurtulamayan ve İmralı’daki Öcalan’ın –daha doğrucası MİT’in emriyle kurdurulan yeni PKK partisi HDP’nin temsil ettiği Açılım-Barış Sürecinin gölgesinde kutlandı. Ülkenin özerklik uygulamalarıyla bölünmenin eşiğine geldiği koşullarda, “birlik içinde, kardeşlik içinde 1 Mayıs” yaftalarıyla, Kamu Sen ve Birleşik Kamu İş gibi milli kuvvetlerin özerklik uygulamasının partisi olan HDP ile aynı saflarda 1 Mayıs kutlaması samimiyetsizlik olarak değerlendirildi.
Bu yıl ilk defa, Belediye Başkanlığının CHP’ye geçmesi üzerine ve Başkan Ercengiz’in Belediye Başkanlığını devralır almaz işçilerin beklemeksizin sendika değiştirmesi sonucu Başkan Ercengiz’in önderliğinde DİSK’in de dâhil olduğu 1 Mayıs kutlamaları, Köprübaşı mevkisinde toplanılarak başladı. Belediye Bando-Mızıkası eşliğinde DİSK’e bağlı Genel İş üyesi işçiler, Tüm Bel Sen, Eğitim İş, Türk Eğitim Sen, Türk Sağlık Sen, Eğitim Sen, Şeker İş üyesi işçi ve kamu çalışanları, CHP, HDP, ÖDP gibi siyasal parti üyeleri, ÇYDD, ADD, TGB üyeleri Gazi caddesi boyunca Cumhuriyet Meydanına doğru yürüyüşe geçti. Bütün grup ve partiler kendi bayrak ve flamalarıyla, Türk Eğitim Sen üyesi öğretmenler sendika bayraklarının yanında Türk bayraklarıyla yürüyüş boyunca kendi grup ve parti çıkarlarını dile getiren sloganlar attılar. İşçi sınıfının Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü olan 1 Mayıs’ın ruhuna uygun işçi sınıfının çıkarlarıyla ilgili slogan ve dövizler keçiboynuzunda şeker misali durumundaydı. İşçi sınıfına son yıllarda yapılan saldırıların özeti olan özelleştirmelerle, taşeronlaştırmalarla, sendikasızlaştırmalarla, güvencesiz çalışma koşullarıyla, fakirleştirilme ve köleleştirilmelerle, kıdem tazminatının kaldırılması çalışmalarıyla, işçi kiralama bürolarının açılmaya çalışılmasıyla, özerklik çığırtkanlıkları ve ülkenin bölünmenin eşiğine gelmesiyle ilgili herhangi bir söyleme raslanılmadı. Geçen yıl ayrı kutlama sırasında olduğu gibi kortej Gazi Caddesinde ilerlerken kaldırımlardaki Burdurluların HDP grubunu Merih’ten gelmiş yabancı yaratıklara bakar gibi izlemesi dikkatlerden kaçmadı. Geçen yıl olduğu gibi Kürtçe slogan ve dövizler taşımalarından çok Kürtçe Apo’yu öven sloganlar dikkat çekiciydi.
Cumhuriyet Meydanında Atatürk ve Şehitler anısına saygı duruşu ve akabinde İstiklal Marşı okundu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması esnasında HDP grubunun terbiyesiz ve saygısız duruş ve tutumları, zafer işaretleriyle laubali hareketlerde bulunmaları, ayrıca milli kuvvetlerin PKK ile aynı saflarda 1 Mayıs kutlama girişimlerinin yanlışlığının bir tezahürüydü.
Daha sonra Tertip Komitesinde yeralan örgüt temsilcilerinin kısa kısa kitleye hitabetmelerini müteakiben 1 Mayıs çağırıcısı Şeker İş Başkanı ve Türk İş İl Temsilcisi Mustafa Onay günün anlam ve önemi üzerine bir konuşma yaptı.
“Ekmek, barış, özgürlük için bir araya geldik. Herkese ekmek. Siyasal ve ekonomik demokrasi yoluyla özgürlük. Adalet temeline dayalı toplumsal barış. Çoğulcu ve özgürlükçü demokratik düzenin tüm kural ve kurumlarıyla ülkede egemen olması için bir araya geldik” diyerek başladığı konuşmasında Onay şu görüşleri ileri sürdü:
Yine dünyaya ve ülkemize eşitliği, barışı, kardeşliği, özgürlüğü çağırıyoruz. Emeğin çıkarının savaşta değil, barışta olduğunu biliyor, savaştan yana hiç bir politikaya onay vermeyeceğimizi haykırıyoruz. Biz daha çok demokrasiyi herkes için istiyoruz, çünkü bunu hak ediyoruz.
Dün, tüm dünyada emekçiler, kölelik koşullarında çalışmaya karşı çıkarken, 8 saatlik çalışma uğruna canlarını verirken, bugün, hala birçok ülkede, benzeri çalışma koşullarının var olmasını kabul etmiyoruz.
Ülkemizdeki güvencesiz çalışma biçimlerine, adaletsizliklere, işsizliğe, yoksulluğa karşı çıkıyoruz. Sağlık ve eğitim, sosyal güvenlik hizmetlerinin paralı hale getirilmesine, sosyal devletin gün geçtikçe budanmasına karşı çıkıyoruz.
Bugün ülkemizde emek karşıtı yaklaşımlarla kıdem tazminatımıza göz dikiliyor; asgari ücret düşük tutuluyor; esnek ve kuralsız çalışma biçimleri egemen kılınmak isteniyor; taşeron işçiliğini yaygınlaştırma, işçiyi büro aracılığıyla kiralama planları yapılıyor; örgütlenen işçiler işten atılıyor; iş kazası adı verilen cinayetler durmak bilmiyor; özelleştirme adı altında talan sürdürülüyor; çocuklarımızın geleceği karartılmak isteniyor.
Şimdiye kadar uygulanan ekonomik ve sosyal politikalarla, işçiler, kamu emekçileri, emekliler, köylüler, esnaf, yani iktisaden güçsüz geniş halk kesimleri bedel ödemek durumunda bırakılıyor.
Artık bu gidişe “dur” diyoruz.
Biz insana yakışır koşullarda çalışmak ve yaşamak istiyoruz.
Konuşmadan sonra gruplar halaylar çekerek kutlamalarını bir süre daha sürdüler. Daha sonra dağıldılar.

Free Traffic Exchange