Neml Suresi, 79-82 Ayetlerinin Tefsiri

2014-04-23 16

ADNAN OKTAR: Neml Suresi, 79, şeytandan Allah’a sığınırım; “Sen, artık Allah'a tevekkül et; çünkü sen apaçık olan hak üzerindesin.” Hak üzerindeyse bir insan, Allah’a tevekkül ettiyse, müthiş bir konfor içinde. Son derece rahat, güzel.

“Çünkü gerçekten sen, ölülere (söz) dinletemezsin” demek ki ölü insanlar var.  Bu ayet muhkem, açık. Yani zombi insanlar var. Dışarıda yaşıyor zannediyorsun ama hakikaten robot tarzında. Görüyor ama bir robotun görmesi gibi görüyor. Ruhu yok, ölü yani. “ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.” (Neml Suresi / 80) Onlar da zombi konumunda. Ne yaparsan yap anlamaz, dinlemez. Ama insana çok benzedikleri için insan ondan kendini kurtaramaz. Mesela “Nasılsın?” diyor, “iyiyim” diyor. “Yemek yer misin?”, “Teşekkür ederim, yemem” diyor. Bildiğin insan. “Bana bakar mısın?” diyor, bakıyor. Adam da zannediyor ki ruhu var. Halbuki ruhu yok. Zombi. Zombi olduğunu bilse belki çok korkacak. Çok ürkebilir. Yani onun öyle olduğunu anlamış olsa kanı iliği çekilir. Bayağı ürkebilir. Ama bilmiyor, Allah öyle yaratıyor.

“Ve sen körleri düştükleri sapıklıktan çekip hidayete erdirici değilsin;” Allah özel o tarzda yarattıysa bir insanı, hidayet vermediyse, istediğin kadar anlat, ne yaparsan yap, olmaz. Ona şaşıran insanlar görüyorum ben bazen. Mesela adam tebliğ yapıyor, anlatıyor falan hatta bayağı sinirleri bozuluyor anlamıyor diye. Halbuki o granit gibi yahut mermer gibi yahut bir çamaşır makinası, buzdolabı gibi, makine tarzında, normal bir insan değil. “Sen körleri düştükleri sapıklıktan çekip hidayete erdirici değilsin; sen ancak, ayetlerimize iman edenlere (söz) dinletebilirsin,” Allah’tan korkan özel yaratılmış insan olması lazım. O zaten söz dinliyor, özel yaratıldığı için. “İşte Müslüman olanlar bunlardır.” (Neml Suresi / 81) Bunlar toplumun içine yer yer Allah tarafından yerleştiriliyor. Normal bildiğin insan. Ruhu var, ilham alıyor, vicdanı var, açık şuura sahip. Ama ölülerle birlikte yaşıyor. Fark edemiyor ölü olduğunu etrafındakilerin. Hatta bazen eşi oluyor. Eşi ölü oluyor, evli, ölü olduğunu bilmiyor. Onunla mesela kırkı yıl, elli yıl yaşıyor.

“O söz, başlarına geldiği zaman,” yani “o söz”-kıyamet, kıyametin yaklaşması, kıyamet alametleri başladığında. Yani Hz. Mehdi (a.s) zuhur ettiğinde, Hz. İsa Mesih (a.s) çıktığında, “o söz, başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe çıkarırız; o da, insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler.” (Neml Suresi / 82) O söz, işte şu an insanların başına geldi. Hz. Mehdi (a.s) zuhur etti. Hz. İsa Mesih (a.s) geldi. Kuran’ın 82. ayetinde belirtilen zamana girdik. Bak, “O söz, başlarına geldiği zaman,” özel bir zamandan bahsediyor bu. Herhangi bir zaman değil. O söz, Allah’ın dediği o söz başlarına geldiği zaman. Binlerce yıl inanlar bu zamana erişemediler ama biz eriştik.

“Yerden mamul bir dabbe”, debelenen, hareketli, gözle görülmeyecek derecede küçük hareketlenmelerle, “debabe”, “debib”, “debbe” denir. Yani çok küçük hareketler. Mesela şuan ekranda da çok küçük noktaların hareketleri sonucunda görüntü oluşuyor. Çok çok küçük. İyice yaklaşılırsa görülür.

“O da insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler.” Yani imansızlığın yaygın olduğunu, insanların Kuran’a inanmadıklarını, iman etmeleri gerektiğini, iman hakikatlerinin güzelliklerini, Kuran mucizelerini onlara anlatır. Onlara söyler. Ve diyor ki Peygamberimiz (s.a.v) “yüzü insan yüzü gibidir”. Hatta “sakallıdır” diyor. Yani Hz. Mehdi (as)’ın ekranlardaki görünüşünü söylüyor. Bak sakallıdır diyor, yüzü insan yüzüdür. Tükellimuhum diyor ayette, insanlara hitap eder. Ana özelliği olarak bu. Ve bir kıpırdanma yani gözle görülmeyecek şekilde küçük kıpırdanmalardan oluşan bir hareketli varlıktan bahsediyor. Yerden mamul. Televizyon, internet nereden yapıldığını araştırdığımızda, ne kullanılıyor? Magnezyum kullanılıyor, yerden mamul. Ne kullanılıyor? Bakır, kobalt, çinko kullanılıyor, demir kullanılıyor. Hepsi yerden. Ayette özellikle onu vurgulamış. Yerden mamul, yerden bir dabbe diyor. Yerden oluşmuş. “Bir dabbe çıkarırız. O da insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler.” Kesin bir bilgi nasıl oluyor? Şuan anlatılanlar mesela Darwinizmin geçersizliği, materyalizmin geçersizliği kesin bilgiyle insanlara anlatılıyor. Bu dabbenin hareket alanını söylüyor Peygamberimiz (sav). Aynı anda diyor, tek adımında 7000 km yol alır diyor. O zamanki ölçü olarak fersah diyor tabii. Yani ölçtüğümüzde 7000 kilometrenin üstünde bir ölçü oluyor. Bir başka rivayette yine mesela 14000 fersah diyor. Bir anda, yer ve gökler aynı anda sesi duyulur diyor. Ne demek? T