Neml Suresi, 73, 76, 51, 50, 30-32 Ayetlerinin Tefsiri

2014-04-23 5

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. “Şüphesiz senin Rabbin insanlara karşı büyük bir lütuf (fazl) sahibidir.” Televizyonlar radyolar yaratıyor, kitaplar yaratıyor, güzel kaplar bak ne kadar kibar değil mi? Telefonlar, saatler, kıyafetler, yiyecekler, say say say gruplaşma da yapsanız diyor Allah yine de bitiremezsiniz. “Senin Rabbin insanlara karşı büyük bir lütuf (fazl) sahibidir.” Ancak insanların çoğu şükretmiyorlar” diyor Allah, teşekkür etmiyorlar diyor. Sadece yiyor, sadece kullanıyor. İnterneti kullanıyor, şunu kullanıyor bunu kullanıyor, Aklının ucundan bile geçmiyor Allah’a hamd etmek, teşekkür etmek. “Gerçek şu ki bu Kuran İsrailoğullarına hakkında ayrılığa düştükleri şeylerin birçoğunu aktarıp anlatıyor.” Demek ki İsrailoğulları Tevrat’a bakacaklar, Kuran’ı mihenk alacaklar Tevrat’taki hatalı yönleri Kuran’dan anlayacaklar. Kuran’ın tasdik ettiği Tevrat ayetleri doğrudur. Ama Kuran’la çelişiyorsa son Kitap’a güvenecekler. inşaAllah. “Artık onların kurdukları hileli düzenin uğradığı sona bir bak. Biz onları ve kavimlerini topluca yerle bir ettik.” Demek ki hileli düzen mutlaka çöküyor. Hileli düzen yapmayacak Müslüman, dürüst olacak, iyi niyetli olacak, samimi olacak, şeffaf olacak. “Onlar hileli bir düzen kurdu, Biz de onların hilesine karşı farkında olmadıkları bir düzen kurduk.” diyor Allah. Bak onlar bir hileli düzen kuruyor, uzun uzun uğraşıyor, yıllarca uğraşıyor ama Allah’ta onlara karşı bir hileli düzen kuruyor ama farkına varmıyorlar. O hileli düzenin içerisinde boğulup gidiyorlar. “Gerçek şu ki bu Süleyman’dandır ve ‘şüphesiz Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla’ (başlamakta)dır.” Neml Suresi,30. Demek ki Müslüman bir yere bir haber gönderirken, bir yazı yazıp mektup gönderirken, “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla” demesi makbul ve güzel çünkü “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla” onu gördü mü Müslüman içindeki dert, sıkıntı, azap hemen zail olur, ferahlık. O mektuptaki o ifade hemen kalplerde suhulet ve inşirah meydana getirir. Müslüman’ın beyni açılır, aklı açılır, dikkati açılır, Allah’ın bereketi üzerine gelir. Üzerini bir nuraniyet kaplar, o zaman daha güzel anlar her şeyi. ”(İçinde de:) Bana karşı büyüklük göstermeyin” enaniyet yok işte. Enaniyet insanları mahvediyor “ve bana Müslüman olarak gelin” yani Allah’a teslim olmuş olarak gelin “diye yazıyordu.” diyor Allah. Şeytandan Allah’a sığınırım. Sebe Melikesi diyor ki “Ey önde gelenler, bu işimde bana görüş belirtin” demek ki kadın lider olabiliyor. Devlet başkanı olabiliyor. Ama istişare şart, kim olursa olsun, kadın olsun erkek olsun bak “bana bir görüş belirtin” diyor “ben her şeyi biliyorum” demiyor. “Siz şahitlik etmedikçe ben hiçbir işte kesin (karar veren biri) değilim” diyor. Yani illaki sizin görüşünüzü alacağım. Allah bunu makbul görüyor. İllaki istişare. Peygamberimiz (s.a.v.) de istişare yapıyor. Bazı insanlar mesela aklına çok güvenir, “en iyi ben biliyorum” der, olmaz. “Her bilenden daha fazla bir bilen vardır” diyor Allah ayette. “Bilenlerden sorunuz” diyor. Ne kadar biliyor olsan da istişarede fayda var. Yöneticilerin büyük bir tahtının olması makbul ki Kuran’da işaret verilmiş. Sebe Melikesi’nin de büyük bir tahtı var. Hz. Süleyman (a.s)’ın tahtı var. Hz. Yusuf (a.s) tahta çıkıyor. Demek ki Hz. Mehdi (a.s)’ın da güzel süslü bir tahtı olacak. Tahtı insanlar severler, fıtratlarında vardır bu, inşaAllah. Hz. İsa Mesih (a.s) için olacak, Hz. Mehdi (a.s) için olacak. Bu bir şükür ifadesi olarak, Allah’a bir Hamd ifadesi olarak oluşacaktır inşaAllah. Kuran neye işaret ediyorsa, o yerine gelecek, illaki. Hz. Süleyman (a.s)’ın mescidini yeniden kuracağız, inşaAllah. Sarayını yeniden yapacağız. Her türlü güzelliği yeniden ihya edeceğiz, inşaAllah.