Azerbaycan'da Nevruz coşkusu

2014-03-24 9

Azerbaycan’da Nevruz coşkuyla kutlandı. Baharı müjdeleyen ve her yıl gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart günü kutlanan Nevruz, Farsça’da ‘yeni gün’ anlamına geliyor.

Tarih Bilimci Kamalya İslamzade Nevruz’u anlattı:

‘‘Nevruz Dünya’nın Güneş‘in etrafındaki döngüsüne göre bahar mevsiminin gelişini simgeler. Ekin mevsiminin başlangıcını ve kışın sona erişini müjdeler. Eskiden Nevruz’un gelişiyle savaşlar sona erdirilir ve af çıkar, mahkumlar salıverilirmiş.”

Azerbaycan’da Nevruz ateşi yüzyıllardır dünyadaki 3 Mecusi tapınağından biri olan Ateşgah’da yakılıyor.

Bir zamanlar ebedi sönmez ateşlerin yandığına inanılan ateş mabedinde, şimdi doğal gaz çıkıyor.

Ateşgah Müze Müdürü Rashid Babai:

‘‘Nevruz ateşi canlı bir alevden yakılmak durumundadır. Bu geleneği Olimpiyat Oyunları için Yunanistan’da yakılan ve tüm dünyayı dolaşan meşale gibi düşünebilirsiniz. Biz de Nevruz kutlamalarında ateşi buradan alıyoruz, hac için Ateşgah’a gelen Zerdüştler burada konaklarmış.’‘

Ateş aş veren ve hayatı ısıtan yapısıyla Zerdüştlük’te önemli yer tutarken, günümüzde Nevruz kutlamalarının bir vazgeçilmezi olarak insanları gelenekleriyle tanıştırıyor.

Azerbaycan‘ın Nevruz duraklarından bir diğeri ise Bakü yakınlarında bulunan ve 5000 yıldır var olduğu söylenen Tunç Çağı kalıntısı anıt. Nesilden nesle her nevruz toplumun akınına uğrayan bu anıt Gala Arkeoloji Müzesi’nin bünyesinde bulunuyor.

Azerbaycan‘ın en eski Nevruz adetlerinden biri de pehlivanların gövde gösterisi. Yüzyıllar boyu kentin en güçlüleri olarak Ramazanli Ailesi’nin pehlivanlar sokaklarda Nevruz için performanslarını sergiliyor.

60 yaşındaki Magomedali de Nevruz’un gücünü bu pehlivanlardan aldığına inanıyor:

‘‘Kış vakti vücudumuz da donmuş gibidir. Elbette kimse donmuş gibi hissetmez ama üzerimizde bir ağırlık hakimdir. Nevruz’un gelişiyle kanımız kaynamaya başlar, yeteneklerimizi insanlara gösterir, kışın sona erip baharın gücü ele geçirişine yardım ederiz. ‘’

Soğuk kış aylarının bitimiyle Azerbaycan sofraları da şenleniyor. Nevruz’u hamur işleri olmadan kutlamak neredeyse imkansız. Masaların baş tacı ise Azerbaycan‘ın ünlü tatlısı Shekerbura.

Shekerbura Nevruz sofrasının en önemli parçası olarak anılıyor. Yarım ay şeklindeki hamur işi Nevruz ateşini tanımlıyor. Tatlının içeriği ilk olarak sevginiz ve sabrınız. Çünkü bu tatlının yapımı uzun zaman alır ve oldukça da zahmetli. Herkesin tatlısı onun imzasını taşıyan bir süsleme barındırıyor.

Nevruz’un bir başka geleneği o gün herkesin güzel şeylerden bahsetmesi, sadece hoş sohbetler kurulması...

Bakü Üniversitesi Tarih Fakültesi Profesör Doktor Azad Rzaev: ‘‘Nevruz günü genç kızlar kapıyı dinler. Kapıdan gelen ses onların kısmetidir aslında. Örneğin, evlilik kelimesini duyan bir kız gelecek sene evlenir. Güzel olan her konuşma kapıyı dinleyen kızın talihinin güzelleşeceğine işaret eder” diyerek bir başka inancı anlattı.

Nevruz ziyafetinin ardından ise genç kızlar fal bakıyor. İnanışa göre su dolu bardağa sarkıtılan yüzük kaç kere bardağa değerse genç kız o yaşta sevdiği erkeğe kavuşarak mutlu bir evlilik yapıyor.

Firangis Alieva bir başka gelenekten şu sözlerle bahsetti:

‘‘Kızlar bugün içi su dolu ibriği denize boşaltırken üniversiteyi kazanmak ya da yeni bir iş için adak adarlar.’‘

Nevruz günü hayallerin gerçek olduğuna inanan birçok insan aslında yeni yıl umutlarıyla zihinlerini temizliyorlar.