Eyâ can,
Handır bu gönlüm, ya misafirhâne...
Derd konuklar, derman konuklar, hayâl konuklar, melâl konuklar; mümkün konuklar, muhâl konuklar. Hele hasret, hiç çıkmaz ordan, çıkmaz ordan.
Handır bu gönlüm, yıkık dökük...
Fakir konuklar, zengin konuklar, âlim konuklar, câhil konuklar; gelen konuklar, geçen konuklar. Hele bir hancı vardır, hiç çıkmaz ordan, çıkmaz ordan...
Hasret bir han, ben hancıyım hasret bir yol, ben yolcuyum.
Hasret kalem, bense yazı hasret mîzan, bense mahşer,
Hasret bir saz, ben bin nağme hasret çile, bense derviş..
Hasret çarmıh ben bir mahkûm hasret kılıç, bense şehîd..
Hasret deryâ, ben bin dalga.. Yüzer.. Yüzer.. Yüzücüyüm..
Hasret sırat ben bir yolcu...
Geçer... Geçer... Geçiciyim..
Kaynak: umutrehberi.com