ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah'a sığınırım. Kalem Suresi’nde Cenab-ı Allah: "O inkar edenler zikri, Kuran'ı işittiklerin zaman" Kuran, "seni neredeyse gözleriyle devireceklerdi." Yani nefret dolular, diliyle söylemiyorlar ama kalbinde gizli bir nefret var şiddetli, gizli bir nefret. Gözlerine yansıyor ama gözünden nefret akıyor hakikaten. Kin dolu bakışları, nefret dolu bakışları ama diliyle bir şey ifade etmiyor. Çünkü dil delil olacağı için dille bir şey söylemiyor ama gözünden nefret akıyor. Allah ona dikkat çekmiş. Sebep, Kuran’a uyması. Peygamber(s.a.v.) Kuran'a uyuyor diye nefret dolular. Ahir zamanda da Hz. Mehdi(a.s) Kuran'a uyuyor diye, Hz. Mehdi(a.s) nefret dolu olacak bazı hazirun, bazı insanlar, bazı nevzuhur şahıslar. "Oysa o Kuran alemlere bir zikir" alemlere, bütün dünyaya “öğüt, hatırlatma, hüküm ve üstün bir şereften başka bir şey değildir.” Peygamberimiz (s.a.v.)'e niye kinleniyor adamlar? Kuran'a göre hareket ettiği için. Sünnete göre değil bak Kuran'a göre hareket ettiği için. Peygamberimiz (s.a.v.) Kuran'a göre hareket ediyordu, kendi kafasına göre hareket etiği için. O devrin yobazları, yobazlar devrik gözlü derlerdi ya pis bakışlıdır hakikaten, nefret doludur yobazların bakışları, dikkat edin oradan anlarsınız, gözlerinde amansız bir nefret vardır. Bak, “seni neredeyse gözleriyle devireceklerdi” O kadar nefret dolu bakıyorlar. Demek ki, yüzlerinde meymenet olmuyor, bir nefret oluyor. "Fakat Rabbi onu seçti ve onu Salihlerden kıldı" Kim için söylüyor bunu Cenab-ı Allah? Hz. Yunus (a.s) için. "Fakat Rabbi onu seçti ve onu samimilerden kıldı. Eğer Rabbinde bir nimet ona ulaşmasaydı, mutlaka yerilmiş ve çıplak durumda karaya atılmış olacaktı." Çırılçıplak ve yerilmiş olarak atılmış olacaktı. Yani Allah vermesin bir felaket. Bak "Yoksa gayb görünmeyenin bilgisi onların yanında mıdır ki kendileri yazıp duruyorlar?" Sürekli atıyorlar. Bağnazlara, yobazlara işaret eden bir ayet, 47. "Yoksa gayb görünmeyenin bilgisi onların yanında mıdır ki kendileri yazıp duruyorlar?" Sürekli uydururlar, şu şöyledir bu böyledir, hurafe tarzında. "Şimdi sen Rabbinin hükmüne sabret" Allah bir şey yaptığında mesela Türkiye'de olaylar oluyor. Ne yapacak mümin? Sabredecek. Telaşa gerek yok çünkü Allah'ın hükmü. "Balık sahibi gibi olma" Yani Hz. Yunus (a.s) gibi. "Hani o içi kahır içi kahır dolu olarak çağrıda bulunmuştu" Kahır dolu yani hata yapma, Allah'a tevekküllü ol, kendini bırak Allah'a "Sen onlardan bir ücret mi istiyorsun" diyor Cenab-ı Allah Peygamberimiz(s.a.v.)’e "Haksız bir borçtan dolayı ağır bir yük altında kalmışlar." Sanki haksız bir borç çıkmış da, o borcun altında kalmışlar gibi sana sitemkarlar diyor, rahatsızlar diyor. Sen onlardan halbuki bir ücret istemiyorsun diyor, sen onlara zenginlik, bereket sunuyorsun. İslam'ı anlatıyorsun, Kuran'ı anlatıyorsun, hayır sunuyorsun. Ama onlar sen sanki çıkar sağlayacakmışsın gibi azgın bir terslik içindeler diyor, Cenab-ı Allah. "Ben onlara süre tanıyorum elbette benim düzenim, cezalandırmam sapasağlamdır" Allah zulmedenlere bir süre tanıyor, belli bir süre. Her zaman öyledir. Belki bazen on yıl, bazen yirmi yıl, bazen bir ay, bazen üç beş ay, bazen elli yıl. Bazen kırk yıl diyerekten deccaliyete kırk yıl süre tanıyor Cenab-ı Allah. Hep bunu görüyoruz kırk yıl, deccalin ömrü de kırk yıldır, yani deccaliyetin. "Ben onlara süre tanıyorum.” 45. ayet 1545'e işaret ediyor, kıyamet tarihine inşaAllah. 45'e çok işaret var Kuran'da. “Ben onlara süre tanıyorum” Bak 45 rakam var, sonra “Ben onlara süre tanıyorum. Elbette benim düzenim, cezalandırmam sapasağlamdır." Kıyamette sapasağlam, getirdiği bela sistemi de sapasağlam. Kaçıp, kurtulmak, tedbir almak, mümkün olmuyor, Allah bela getirdiğinde. "Artık bu sözü yalan sayanı sen bana bırak." Yani Kuran'ı yalan sayanı, Kuran'ı geçersiz sayanı sen bana bırak. Yani hiç mücadele etmene gerek yok diyor Cenab-ı Allah, sen bana bırak. "Biz onları bilmeyecekleri bir yönden derece derece azaba yaklaştıracağız." Ben, onları yavaş yavaş helake süreceğim, yavaş yavaş belalarını vereceğim diyor Cenab-ı Allah.