ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah'a sığınırım. (Kıyamet Süresi) Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. "Hayır kalkış gününe and ederim" kalkış, ayağa kalkış, yani insanların dirileceği gün, aynı zamanda İslam'ın canlanacağı, bütün İslam aleminin ayağı kalkacağı gün ona da işaret eder, inşaAllah. "Ve yine hayır kendini kınayıp duran nefse de and ederim" insanın kendini eleştirmesi, nefsini temize çıkartmaması Müslüman'ı veli karakterli yapar, üstün hale getirir, akıllı ve sağlıklı hale getirir kendini kınaması; kendini yüceltince hasta oluyor, delirir, kendini kınadığında, nefsini eleştirdiğinde yücelir, açılır, akıllı olur. "Ancak insan önünde ki sonsuz geleceğini de fücurla sürdürmek ister" yani fıtratında var fücurla, Allah'a zıt hareketler yaparak, Kuran'a zıt olan hareketler yaparak devam ettirmek ister; mesela gurur, kibir, büyüklük hissi, terslik, yalan söyleme, harama girme her türlü Kuran'a zıt hareket. Bak "Ancak insan önünde ki sonsuz geleceğini de fücurla sürdürmek ister" fıtratın da var insan bu özelliğine karşı direnecek o zaman sevap kazanıyor. "Kıyamet günü insan o gün kaçış nereye der" artık kıyamet başlamış kaçmak istiyor ama kaçış nereye demesinin nedeni: kaçacak yer yok; mesela bir tarafa doğru kaçıyor orada yanmış vaziyette, oraya kaçıyor ora yanmış, havaya, uçağa binse uçakta felaketin içine gidiyor kurtuluş yok. Hani filmler de var ya bazen uçağa biniyor kurtulmaya çalışıyor öyle bir şey yok hiç bir şekilde kurtulamaz, onun için kaçış nereye diyorlar. "İnsan o gün önceden takdim ettiklerini" önceden takdim ettiği ne var işte namazı, orucu, İslam'ı tebliğ etmesi, hayırlı işler, sabırlı olması, şefkatli olması, İslam için yaptığı bütün gayretler, kitap dağıtması her şey." İnsan o gün önceden takdim ettikleri " önceden, ama bak bir şey daha diyor Cenab-ı Allah. "Ve erteledikleri şeylerle haber verilir" bir de erteledikleri ya diyorsun mesela tebliğ yap, İslam'ı anlat; bir daha ki sene yaparım diyor yahut akşam yaparım diyor fakat gitmiyor; namaz kıl diyorsun, ya yaşlandığım vakit yaparım diyor; Kuran'ı oku diyorsun, ilerde yaparım acelesi yok diyor erteliyor yani sürekli erteliyor. Mesela kitap dağıt diyorsun erteliyor: dini anlat, erteliyor şunu söyle erteliyor; sürekli erteleme eylemi, insanlarda vardır bu, bu büyük tehlikeye Kuran'da dikkat çekmiş Cenab-ı Allah. On üçüncü süre (Kıyamet süre 13) Erteleme Allah'ın haram kıldığı, beğenmediği bir şey ve bunun hesabını soracağım diyor ertelemenin. Ya mesela güzel söz söyleyecek ya söyleyecektim zaten diyor, hemen söylesene: güzel konuşacaktım, affedecektim zaten diyor, niye bekletiyorsun ertelemeyi Allah kabul etmiyor. Hayır diyor bak Cenab-ı Allah: "İnsan kendi nefsine bir basirettir" kendini çok iyi bilir insan diyor. Kendi mazeretini ortaya atsa bile diyor Allah on beşinci ayet. İstediği kadar bahane söylesin kendini gayet iyi bilir, mesela diyor ki; ben yalan söylemedim halbuki biliyor yalan söylediğini; mesela ben dürüstüm diyor, halbuki biliyor dürüst olmadığını; ben tembel değilim diyor, halbuki biliyor tembel olduğunu; Allah'a inanmıyor, halbuki biliyor Allah'ın var olduğunu; dine inanmıyor dininde gerçek olduğunu biliyor; diyor ki Peygamber (s.a.v.)'e inanmıyorum diyor haşa, halbuki biliyor, gayet iyi biliyor nefsinde buna emin. Nereden anlıyoruz? Diğer ayetlerde insanın bizzat kendi müşahedesin den anlıyoruz asıl amma. Çünkü ayet iman edilmesi gereken hüküm, ama insan bizzat kendi görüyor, bizzat kendi bildiği bir gerçek oluyor. Onun için Cenab-ı Allah "Kendi mazeretlerini ortaya atsa bile diye" onu açıklamış. "Onu Kuran'ı kavrayıp belletmek için aceleye kapılıp dilini onunla hareket edip durma. Şüphesiz Kuran'ı kalbine toplamak ve onu sana okutmak bize ait bir iştir" yani hafızanda ben senin yutacağım diyor Cenab-ı Allah sen acele etme.