Furkan Suresi, 56, 77 Ayetlerinin Tefsiri

2013-12-07 102

ADNAN OKTAR: Bakın, Furkan Suresi, 56, şeytandan Allah sığınırım; “Biz seni yalnızca bir müjdeci” Müslüman’ın vasfıdır zaten müjde vermek, müjdelemek insanları, işte cennetle müjdelemek, Allah’ın varlığıyla müjdelemek. Mesela Allah’ın varlığı başlı başına bir müjdedir. En büyük müjdedir Allah’ın varlığı. Çünkü Allah var diyorsun, adam yok olacağını zannederken, sonsuz yaşayacağını anlıyor. Ne büyük sevinç. Kaos zannederken, bakıyor ki dünya özel tasarlanmış, Allah tarafından tasarlanmış bir sistem. Tabii ki imtihan olması için bazı şeylerin aklı zayıf insanları o yöne çekecek gibi olması lazım. O zaman zaten imtihan olmaz. Akıllarının çelinmesi için. Mesela siz dün anlattınız ya, kromozomlarda ne dediniz?

DİDEM HANIM: Yüzde 98’ine çöp DNA diyorlar, yüzde 2’si genler.

ADNAN OKTAR:  Şimdi onlar olayın sadece dar kısmına bakıyorlar. Yüzde 2’lik kısım, teknik bilgiyle ilgili kısım. Yüzde 98’lik kısım da, ruh bilgisi ile ilgili teknik bilgi. Çünkü kas nasıl emri alacak? Göz nasıl emri alacak? Beyin nasıl çalışacak? Beyinde sinirler nerelere dağıldığında hangi faaliyetleri yapacak, rengi aldığında insan bunu nasıl değerlendirecek, kokuyu aldığında nasıl değerlendirecek, bilgiyi aldığında nasıl değerlendirecek, nasıl gülecek, nasıl oynayacak, nasıl koşacak, bunun bilgisi de ayrıca kodludur insanda. Onu araştırdıklarında, o yüzde doksan sekizlik kısımda olduğunu görecekler. Onlar sadece bir kısmına bakıyorlar, insan beyninin de ona kalırsa çok az bir kısmı kullanılıyor, diğer kısmı kullanılmıyor. Ama insan yeteneğini geliştirdiğinde, ruhi güçlerini geliştirdiğinde, müthiş harikalara mazhar olmaya başlıyor. Diğer insanların göremediği olayları görmeye başlıyor, duyamadıklarını duymaya başlıyor. Fark edemediklerini fark etmeye başlıyor. Bilmedikleri boyutları görmeye başlıyor.

Onların lafları zaten önemli değil de, ben sadece ne kadar dar düşündüklerini göstermek için söylüyorum. Yoksa bilim adamları yüzde ikilik kısımdaki ana yapıyı kodlayan kısımlar, diğer kısımlarda diyorlar. Yani yüzde doksan sekizlik kısım, o yüzde ikilik kısmı kodluyor diyorlar. Ama ayrıca ruhun vasıflarını da kodlamış durumda Cenab-ı Allah oraya. O elektrik düzeni, elektrik mekanizması, çünkü bir elektronik aksamı var. Bütün vücudun elektronik aksamı var. Elektronik donanımın nasıl olacağının bilgisinin kodlanması gerekiyor. Bunlar, sırf mekanik kısmını tespit etmişler. Ruh mekaniğini, elektronik mekaniği, onun sistemini bilmiyorlar. Bakın tespit ettiklerinde, şimdi ilk gördükleri bu. Yüzde ikilik ana kısmı kodlayan bilgilerin yüzde doksan sekizlik kısımda olduğunu tespit etmişler. Onlara cevaben, şimdi ilk fark ettikleri bu. Daha fark edecekleri çok yön var. “Biz seni yalnızca bir müjdeci ve uyarıp korkutucu olarak gönderdik.’’ Uyarıp korkutuyor. Allah’tan korkan sevgi dolu olur, merhametli olur şefkatli olur, akil olur adil olur, adaletli olur. 56. ayet 25. Sure, 25 çarpı 56, 1981-hicri 1400. Peki ebcedi kaç? 1981. 56. Ayet, 1956 ya da işaret var. Çünkü Bediüzzaman diyor ki; “1956, bir nuru kuran mı zuhur edecek’’ diyor, ‘’yeni bir ekol mü zuhur edecek’’ diyor Bediüzzaman. ‘’Tam çıkaramadım’’ diyor, bakın 1956’da. Ama münafıkane sistemin sonunun başlangıcı diyor 1956 için. ‘’Ayetten böyle olduğu anlaşılıyor’’ diyor. Yalnız bakın diyor ki, Risale-i Nur bir nur-u Kuran ya, ‘’yeni bir’’ diyor  ‘’nur-u Kuran mı zuhur edecek?’’ diyor. Yani Risale-i Nur gibi yeni bir hareket mi çıkacak. Yeni bir çalışma, yani bir Mehdiyet faaliyeti mi olacak, “onu tam çıkaramadım’’ diyor. Bakın orada çok önem var, çok net söylüyor. Risale-i Nur için, “bir nur-u Kuran hareketidir” diyor. “Ama” diyor 1956 için, “yeni bir nur-u Kuran mı zuhur edecek ‘’ diyor. Başka Mehdiyet’in dışında bir nur-u Kuran hareketi yok. Bediüzzaman’ın dediği. Bir tanesinden bahsediyor zaten. Risale-i Nur’da yüzlerce yerde bahsettiği, Mehdiyet hareketidir. ‘’Yeni bir nur-u Kuran mı başlıyor’’ diyor 1956 da “tam bilemiyorum tam çıkaramadım’’ diyor. O nezaketen onu söylüyor, Bediüzzaman’in, Cenab-ı Allah’a karşı büyük söylememek için edepli dilidir o. Bakın, “yeni bir nur-u Kuran başlıyor 1956’da” diyor. Ve “münafıkane sistemin sonunun başlangıcı” diyor 1956 için. Bakın Furkan Suresi, Furkan-Kuran anlamına gelir, 56, 1956’ya bakıyor, “Biz seni yalnızca bir müjdeci ve uyarıp korkutucu olarak gönderdik.’’ Şeytandan Allah’a sığınırım. Hz. Mehdi (a.s)’a bakıyor açık belli. Ebcedi 1981. 25 ile 56’yı çarptığımızda, hicri 1400, yine 1981 tarihini veriyor. “De ki: Duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi?” diyor, Allah. Furkan suresi 77

Free Traffic Exchange