ADNAN OKTAR: Polisimizi fazla çalıştırmak olmasın. Yorgun düşmesinler. Dikkati dağılır, gücü gider, sağlığı bozulur. İşçiler, memurlar ne kadar çalışıyorsa o kadar çalışsınlar, inşaAllah.
DİDEM ÜRER: Evet, tabii.
ADNAN OKTAR: Polisler halkımızdan her yerde şefkat görsün, her yerde sevgi görsün. Aslında işin doğrusu -ben gerçeği söyleyeceğim de şimdi bazıları rahatsız olabilir ama- mesela bir polis lokantaya gelse ben olsam para almam. Ne gerek var? Ne maaş alıyor o zaten? Çoluğu çocuğu var. Bir avuç maaş alıyorlar. Katkı olur. Kuvvet kazanıyor, o yemek yiyor, kuvvet kazanıyor, seni koruyor. Dinini, imanını, namusunu, hayatını koruyor ve hayatını feda ederek koruyor, Allah rızası için. Canını veriyor. Direkt çatışmaya giriyor. Canını ortaya koyuyor. Zaten otobüsler ücretsiz değil mi polise?
DİDEM ÜRER: Galiba Hocam.
ADNAN OKTAR: Böyle bir şey olması lazım. Mesela, ne bileyim, polisin ailesi gelmiş, çocuğuna bir palto alıyor. Ben olsam para almam ondan. Kaç tane polis gelecek ki bir mağazaya? Bir katkı olur.Senin mağazanı korumuyor mu o? Namusunu korumuyor mu? Çocuğunu korumuyor mu? Aileni korumuyor mu? Devletin gücü o kadarına yetiyor. Biraz da sen destekle. Ne kadar güzel olur.Sen polissin mesela, öderken polis olduğunu belirtsin, bitti. “Tamamdır, artık ödendi paran” desin, “Cenab-ı Allah’ın razı olması yeter bana” desin. “Ben, Allah’ın rızasını arıyorum. Allah’ın rızası yeterlidir karşılık olarak. Tamamdır” der, o kadar. Her yerde kollamak lazım polisi. Madem polise zıt olan insanlar var, biz de sevgiyle, maddi destekle yardımcı olalım. Bu kardeşimiz sendikalardan bahsetmiş ama sendikayla bir şey çıkmaz. Yorulurlar sendikayla. Halkın desteklemesi lazım. Millet olarak destekleyelim.
DİDEM ÜRER: Büyük bir güç oluyor zaten Hocam. Dediğiniz önemli.
ADNAN OKTAR: Bakanlık karar alabilir, mesela polis sayısı artırılabilir. Mesela polisi dövmeye kalkıyorlar. Bu çok kızdırıcı, çok büyük ahlaksızlık, terbiyesizlik bu. Sıkıştığında kendileri de polis çağırıyorlar. Teröristler bile polis çağırıyorlar sıkıştıklarında. Terörist sıkıştığında kimi çağırıyor? Polis çağırıyor canı yandığında. Onun için her yerde bir şefkat desteği, bir sevgi desteği gerekir. Küçük, maddi desteklerinde büyük anlamı var. Yani bu bir rüşvet değil, bir şey değil. Mesela senin lokantanda yemek yiyor, “haydi aslanım, afiyet olsun” dersin, olur biter. Ne parası alacaksın? böyle olsa çok rahat ederler, daha rahat hizmet verebilirler. Memur adam, zaten çok çok az, cüzi bir maaş alıyorlar bildiğim kadarıyla. Çocuğu var, hanımı var. Sokakta gidip de lokantada yemek yiyecek, oraya para verecek, bilmem kime verecek. Olacak iş değil bu, çok zor. Millet manen polisi kucaklamalı. O zaman olur. Yoksa bu sendikalarla olmaz. Ben okuyayım ama bir şey çıkmaz ondan. Sadece yorulurlar, başka birşey olmaz. Milletin sahip çıkması önemli. Bir polise sevgi kampanyası, polise muhabbet kampanyası olabilir. Polisimiz eskisi gibi de değil artık. Şefkatli, sevecen. Mesela polisi dövmeye kalkanlarda da araya halk girsin. Devreye girmeleri lazım. Seyrediyorlar! Ne yapsın o peki? Emir verilmiş;senin canını korumak için harekete geçiyor. Nasıl yapması gerekir? Ne yapması gerekiyor? Bu tarz tedbir güzel olur, inşaAllah. Başka türlü pek bir şey çıkmaz Allahualem.