Fussilet Suresin'de 11 Eylül'e işaret eden ayetler.

2013-12-07 34

ADNAN OKTAR: Fussilet Suresi, 10. Ayet, şeytandan Allah’a sığınırım; “Orda (yerde) onun üstünde sarsılmaz dağlar var etti.” Dağlar, büyük binalar, büyük gökdelenler; sarsılmaz. Hepsini Allah yaratıyor. Sırf dağlara bakmıyor. Dağlar demek; yüksek olan, taştan, betondan olan her şey, topraktan olan her şey. “Sarsılmaz,” özellikle gökdelenler. “Onda bereketler yarattı.” Ticaret, imkanlar, ziraat, hayvancılık, hepsi… “İsteyip-arayanlar için eşit olmak üzere ordaki rızıkları dört günde takdir etti.” Dört gün. “Sonra” diyor Cenab-ı Allah, “duman halinde olan göğe yöneldi.” 11. ayet. “Böylece ona ve yere dedi ki: ‘İsteyerek veya istemeyerek gelin.’ İkisi de: ‘İsteyerek geldik’ dediler.” Ayetleri böyle ince ince incelersek, detay detay incelersek; ayetlerde bazı olaylar şifreli, kapalı işaretler olduğunu görüyoruz. 11. ayet, 11 Eylül; “Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi;” Her yer duman, değil mi? İkiz kulelerin çöküşünde akıl almaz bir duman bulutu ve toz bulutu her yeri kapladı ama çok müthiş bir toz ve duman. Bak, ayette diyor ki; “Böylece ona ve yere dedi ki: ‘İsteyerek veya istemeyerek gelin.’ İkisi de:” iki kule de, “‘İsteyerek itaat ederek geldik’ dediler.” Nereye? Yere. Allah, “gelin” dedi mi, kulelerin ikisi de aşağı indi. Allah’ın emrine uydular. İkisi de bir dağdı, kum gibi eridiler. “O gün dağların kum gibi eridiğini görürsün” diyor ayette, değil mi? Orada da iki bina mucizedir, o iki binanın erimesi. Koskoca gökdelen. Görülmüş bir şey değil. İlk defa oluyor bu. Hiç görülmüş bir şey değildir bu. Yani o tarzda bir bina erimesi, gökdelen erimesi hiç olmadı, ilk defa oluyor. “Sonra duman halinde olan göğe yöneldi.” 11 Eylül. 11. ayet. “Böylece ona ve yere dedi ki: ‘isteyerek veya istemeyerek gelin.’ İkisi de:” iki kulenin ikisi de, “‘isteyerek geldik’ dediler.” Yere geliyorlar. Bu anlattığım işari manası, zahir anlamın dışında. Ayetin gelişi de zaten ona yönelik.