ADNAN OKTAR: Yakın çevremde sigara içen insanlar var. Hocamız söylerse mutlaka dinlerler. Onun sözleri bizim için bir emirdir.” Estağfirullah. Güzel bir tavsiyedir diyelim. “İnşaAllah, Hocamız buradan bir mesaj verebilir mi acaba? Zaten söyler her zaman. Bir de benim için söyleyebilir mi? Teşekkür ederim.” Sigara içmeyi, inanılır gibi değil, mucize. Dumanı alıp direkt ciğerine çekiyor. Bir yerde bir ateş yanıyor, duman, insanlar kaçıyor. “Aman dumanı bize gelmesin” diyorlar. Adam dumanı saf olarak körpe ciğerine, su gibidir ciğer. O kapkara dumanı ciğerinin içine çekiyor. Hiçbir faydası da yok. Tansiyonu yükseltir sadece, baş ağrısı yapar, çok kötü bir kokusu var. Ben mesela eve gelen misafirlere kesinlikle sigara içmelerine müsaade etmiyorum. Kokuyor ev. Gitmiyor evden bir daha. Tavan her yer kokuyor, bir daha gitmiyor. Yani bir evde sigara içmek saygıya da uygun değil. O evi götürmüş oluyorsun, bir daha kullanılmaz bir hale getiriyorsun nerdeyse. Çok itici bir kokusu var sigaranın. Yani içinde yüzlerce zararlı madde var. Bir tane, iki tane, on tane değil. Ve kanserojen. Yani bu kadar rahatsızlık veren, bu kadar insanı yıpratan bir maddeyi, üstüne de para verip içmek! Ortaokulda falan küçük köfteler, böyle büyük adam olmuş havasında yaparlardı, biz görürdük. Böyle çeşit çeşit içme şekilleri var. İlla ki onun böyle şeylerini yapacaklar. O zaman kendini büyümüş hissediyor. Kızlar falan da öyle. Böyle hani biraz büyümüş abla falan, olgun kız havasında oluyor. Biraz da bilmiş bir hava veriyor onlara. Olduğunu zannediyorlar daha Türkçesi. Çok çok gereksiz, çok çok zararlı. Bir genç kızın sigara kokmasını düşünemiyorum. Delikanlıda da çok kötü bir koku, çok rahatsız edici. Eli, ayağı, her yeri kokuyor. Ne kötü elbisesi falan.