ADNAN OKTAR: Radikal’in bugün ki sayısı üstte Darwin’in karşısında bir zat var. Biri deccal yani Darwin, diğeri de ona karşı mücadele eden bir ekolün, Mehdiyet ekolünün talebelerinden bir talebe. Gazete çok manidar hazırlamış zaten. Bakın Darwin deccali, karşısında da onu ham yapacak zat-ı muhterem, ilmiyle, irfanıyla, bilgisiyle faydalı faaliyetler yapan gençlerden bir genç, onların ağabeylerinin en kıdemlisi, inşaAllah. Ne diyor Radikal; “Adnan Hoca çevresinin öncülüğünü yaptığı bu girişim, giderek, yayılarak veli şikayetleri aracılığıyla ilk, orta eğitim müfredatından evrim kuramına dayalı eğitiminin, bütünüyle çıkarılması için mücadele veriyor.” Biz çıkarılsın demiyoruz, daha fazla anlatılsın, Darwinizm daha kapsamlı anlatılsın, tek bir ricamız var, cevap hakkı verilsin. Bakın Darwinizm kapsamlı anlatılsın, çok çok kapsamlı anlatılsın, bize üç sayfa müsaade edilsin, bakın üç yüz sayfa Drwinizm anlatılsın, bize sadece üç sayfacık cevap hakkı verilsin. Bunu sağlamaya çalışıyoruz, eğer mümkünse rica ediyoruz. Bir sayfa proteinlerle ilgili bilgi vereceğiz, bir sayfa fosillerle ilgili vereceğiz, bir sayfada dört tane fosil resmi koyalım, rica edelim. Radikal, her zaman Darwinizmi anlatıyor, ama bir kere bize cevap hakkı vermediler şu ana kadar. Devlette tabii ki, bu acayipliğin farkına varmıştır, anlatıyoruz gece, gündüz. Veliler farkına varıyor, herkes farkına varıyor ve ne diyorlar; “Veli şikayetleri aracılığıyla ilk, orta eğitim müfredatından, evrim kuramına dayalı eğitimin, bütünüyle çıkarılması için mücadele veriyorlar, bu yönde en son gelişim imzasız şikayetler, İzmir’in öğretmenler hakkında açılan soruşturmalar oldu, bilimsel olarak çürütülen evrim teorisinin ideolojik, zorla çocuklara empoze edilmesi” istemiyoruz diyor veliler, tanımıyoruz biz bu kişileri, yemin ederiz, vallahi billahi tanımıyoruz bu kişileri, bilmiyorum ben. Vatandaş, çocuğuna olmayan bir şeyi öğretilmesini ister mi? Lamark çökmüş, Darwinistler de kabul ediyor, devlet doğruymuş gibi anlatıyor. Proteinlerin tesadüfen meydana gelemeyeceğini, öğrenciler bilmiyor daha Türkiye’de. 450 milyon, 500 milyon fosil olduğunu bilmiyor gençler ve hepsi yaratılışı ispat eden mahiyette deliller, bunu devletin anlatması gerekiyor. 500 milyon fosil hiç duydunuz mu siz? Devletin kitaplarında 400 milyon 500 milyon fosil var diyor mu? Demiyor. Bu fosillerin mahiyeti hakkında bilgi var mı? Yok. Kardeşim fosillerde değişiklik olmamış, altın oranla yaratılmış hepsi ve kusursuz mükemmellikte, hiçbir değişim yok fosillerde. Amberlere bakıyoruz, amberlerde de dokusuyla beraber, yani protein yapısıyla kalmış bozulmamış, dış görünümüyle olduğu gibi kalmış amberlerde, sırf kemik olarak değil, mesela çekirgeyse, böcekse, tüyse filan ne varsa olduğu gibi kalmış, hiçbir değişikliğe uğramadığını görüyoruz, devlet bunu gençlere duyurması gerekmez mi? Komünist gençler niye panik oluyorlar? 450 milyon fosile cephe aldı komünistler. “Hepsini kıracağız, çünkü gerçeği anlatıyor” diyorlar. Kardeşim, sen gerçekten kaçarsan, gerçek seni kovalar, kaçmayla olmaz. Bütün okullarda her yerde Darwinizm, materyalizm anlatılıyor ve alenen yanlış bilgilendiriliyor insanlar. Kardeşim diyoruz, protein tesadüfen olamaz, bir protein son derece hassas, dantel gibi örülmüş yapıya sahiptir. Yani bir duvar boyu şema düşünün a,b,c,d,e, f, g harfler böyle, bir tane harf oynadığında şiddetli zehre dönüşüyor ve son derece hassastır protein molekülü, hiçbir şeyle geçimi yoktur, yabancı bir madde yanına yanaştığında hemen onunla birleşik yapar, bozulur, çok nazik bir maddedir, yani izole edilmiş olarak durmaz. Bir proteinin olması için, o bir çocuğun doğumu gibidir proteinin olması, mutlaka bir anaya ihtiyaç vardır, yani bir hücreye ihtiyaç vardır. Hücre olmadan, protein olmuyor. Yani bir proteinin olması için, en basit mantıkla anlaşılması için söylüyorum, bir başka proteine ihtiyaç vardır, bu nedir pratikte sıfır, yani mümkün değil anlamına geliyor. Ama devletin kitaplarında bu son derece kolay olur diye anlatılıyor.”Hemen oldu çamurlu bir su vardı, organik maddeler vardı, bir anda proteinler oldu ve proteinler birleşti hücre oldu, gayet kolay” diyor. Devlet böyle anlatıyor ve “tesadüfen oldu, hücrelerde çoğaldı, önce solucan oldu, sonra balık oldu, balıkta karaya çıktı maymun oldu” diyor, yani taymun, maymun değil de taymun “taymun oldu” diyor böyle kıllı kılçıklı bir şey olmuş, daldan dala hoplayıp zıplayarak, sonra da elektro mikroskop yapıp kendini incelemeye başlamış, çamurdan ben böyle nasıl oldum, çamurlu sulardan nasıl oldum diye, böyle sterio ses düzeni olan, çok mükemmel duyan, en kaliteli televizyondan daha iyi gören bir sistem oluşmuş tesadüfler sonucu ve şuur ve ruh sahibi bir varlık oluşmuş, sonra elektro mikroskop yapmış bu çamurdan oluşan atomların çamurdan tesadüfen birleşmesiyle meydana gelen bu varlık, sonra bilim adamı oluyor, var ya Türki filmlerinde köyden şeh