ADNAN OKTAR: “Bu sistem külliyen değişmeden İslam Birliği kurulamaz.” Ama sen şimdi sistemi değiştirmek için... Önce sistemi değiştireceksin, sonra İslam Birliği olacak. Yani demek istediği şu; devletin yapısı değişecek, sistem tamam olacak, ondan sonra da biz değişeceğiz, insanlar değişecek. Önce insanları değiştirsen olmuyor mu? Halbuki İslam kalplerde yaşanandır, kalplerde yaşanan bir din; sen kalpleri fethettin mi İslam geldi, bitti. Ondan sonra devlet de sana uyar, millet de sana uyar, hükümet de sana uyar, hepsi uyar. Ondan sonrası tamamdır. Kalplerde. Sen kalpleri değiştirmedikten sonra devletteki sitem değişse ne olur? Senin kalbin değişmemiş. Ne oluyor? Her yerde var öyle. Mesela İran’da devlet şeriatçı güya, kendi kafalarına göre -ki komünist devlet- halkın büyük bölümü ateist. Suudi Arabistan şeriatın en kesin olarak uygulandığı ülke olarak biliniyor; ateizm müthiş yaygın, satanizm müthiş yaygın. Ne oluyor? Demek ki devletle alakası yok. Millet dindar olursa devlet millete hizmet götürür zaten. Din kalpte yaşanan bir şey. Devlet ne yapsın sana, sen dinini yaşamazsan? Sen dini yaşıyorsan zaten devlet de dindar olmuş olmuyor mu aynı anda? Devlet başkanı da dindar oluyor. Mesela şu an Türkiye’de millet dindar olduğu için Başbakan dindar, Cumhurbaşkanı da dindar, YÖK Başkanı da dindar, askerler de dindar. Hepsi namaz kılıyor askerlerin. Paşaların hepsi kılıyor. Emniyet dindar, polislerin hemen hemen hepsi oruç tutuyor. Bu yol daha güzel değil mi? Bu daha doğru olan yol değil mi? Doğru olanı yapıyoruz biz.