DİDEM ÜRER: Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu Başkanı Muaz El Hatib, dün “Suriye rejimi yani Beşer Esad’ın temsilcileriyle bazı şartlar dahilinde müzakereye hazır olduğunu” açıkladı.
ADNAN OKTAR: Ne müzakeresi, adam oturup onun müzakerelerini mi dinler? Adam kudurmuş, artık kan dökme makinesi haline gelmiş, vampire gibi adam, kanı nasıl dökeceğini düşünüyor, ne şekilde rezalet çıkaracağını düşünüyor, acaba kimyasal silah mı kullansam, şunu mu yapsam, bunu mu yapsam diyor. Müzakerede adam ne diyecek sana, doğru falan mı diyecek? Çözüm o değil. Çözüm; Mehdiyet’tir. Ne onlar Hz. Mehdi (a.s)’dan bahsediyor, ne onlar Hz. Mehdi (a.s)’dan bahsediyor. O onu kırıyor, o onu kırıyor. O onu eziyor, o onu eziyor. Çünkü Allah’ın dediğine uymuyorlar. Allah’ın dediğine uymadıktan sonra, bela yağmur gibi gelir. Biz Allah’tan daha akıllıyız dediği müddetçe insanlar, beladan kurtulamazlar. Allah çözümü göstermiş, kurtuluş yolunu da göstermiş. Ne diyorlar? “Yok” diyorlar “biz bu modeli kabul etmiyoruz.” Öbürü diyor ki, “biz de bunu Allah’ın dediğini kabul etmiyoruz, Peygamber (s.a.v.)’in dediğini Kabul etmiyoruz. Neyse biz kendimiz hallederiz kendi aramızda” diyorlar. Kırıp geçiriyorlar birbirlerini. Bir daha kırıp geçiriyor, bir daha kırıp geçiriyor, hiçbir şekilde netice alınamıyor, sel gibi kan akıtılıyor. İki tarafında yapacağı yahut tek tarafın yapacağı; Mehdiyet’i gündeme getirmektir. Mehdiyet’i gündeme getiren, mutlaka galip olur. Eğer Suriye Mehdiyet’i gündeme getirirse Suriye hükümeti onlar galip gelir. Eğer muhalifler Hz. Mehdi (a.s)’ı gündeme getirirse, onlar galip gelir. Her ikisi birden gündeme getirirse, her ikisi birden galip gelir. Yoksa her ikisi birden mağlup olup, ezilip, perişan olurlar. Kan revan içinde kalırlar. Belanın kuyusuna, belanın içine batarlar, gırtlaklarına kadar. Bunu daha önce de söyledik, bir daha söylüyoruz, yine söyleyeceğiz, ta ki bunlar anlayıncaya kadar, inşaAllah.
