ADNAN OKTAR: İnsanların şüpheciliğine bak. Bir tane internet sitesinde gördüm; “Abdulkadir Aksu’yla” diyor, “Adnan Hoca’nın arkadaşları görüşmüş”. Abdulkadir Aksu siyasetçi değil mi? Halktan on binlerce kişiyle görüşüyor, yüzbinlerce kişiyle görüşüyor. Halkla iç içedir siyasetçi, tabii ki görüşür. Ondan kuşku üretiyor, şüphe üretiyor. O kadar şüpheciler ki! Bu, çok eskilere dayanan bir mantık işte. Bizim beğenmediğimiz bu; şüphe ve güvenmeme, millete güvenmeme, insanlara güvenmeme, bir tek kendine güvenme. Bu sefer kendine de güvenmeyip kendi aralarında birbirlerine güvenmeme. O ondan şüphe ediyor, o ondan şüphe... Bu çılgın kuşkuculuk ve sevgisizlik, sevginin ruhlarından gitmiş olması öfkeyi arkasından getiriyor. Öfke bazı konularda nefreti getiriyor. Bakıyoruz hiçbir insanı sevemiyorlar. Birbirlerini de sevemiyorlar. Ben o haber sitesindeki arkadaşları tenzih ediyorum tabii. Ama onların şüpheciliği de o şüpheciliği biraz andırıyor. Çok sevgisiz, kirli, yakışıksız, soğuk ve karanlık görünüyor. Kalplerine Allah korkusunu koysunlar, Allah sevgisini koysunlar, hüsn-ü zannı esas edinsinler, insanları sevsinler, Allah’ın yarattıklarını sevsinler, milleti sevsinler, milletin fertlerini sevsinler; alevisini, nurcusunu, başı açık, başı kapalı herkese saygı duysunlar. Bu, millete güvenmeme kafasını ortadan kaldırsınlar. Böyle yaşanmaz. Kendileri de sürünüyorlar.Böyle yaşanır mı?
Sevgisizlik ne korkunç, ne kadar toplumu kaplamış! Ben internete giriyorum, Facebook’a bakıyorum; -aman Allah’ım- akılalmaz bir nefret ve kin, herkesten nefret ediyor. Bir tane sevdiğin olsun, bir tane! Hiç kimseyi sevmiyor. Hep alaycılık, hep nefret, hep kin. Sevgi de yapmacık sevgi, gerçek sevgi de yok.Bu çok korkunç bir şey.