Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'deki canlı sohbeti (16 Nisan 2013; 23:00)

2013-12-05 3

DİDEM RAHVANCI: Güzel Seyyidimle yayınımıza başlıyoruz, inşaAllah. Hoş geldiniz Hocam.

ADNAN OKTAR: Hoş bulduk, sefa bulduk.

Didem Hocam dinliyorum.

DİDEM ÜRER: Hocam, geçtiğimiz günlerde 37 kişinin yaşamını yitirdiği 6.1 büyüklüğündeki depremle sarsılan İran’da, bugün 7.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. İran devlet televizyonu; “depremde en az 40 kişinin hayatını kaybettiğini, 850 kişinin de yaralandığını, 1000’den fazla evin yıkıldığını” bildirdi.

ADNAN OKTAR: Allah vermesin, tabii orada büyük bir deprem olmuş, çok büyük bir deprem. Resulullah (s.a.v.) Muhbir-i Sadık, ne derse doğru çıkıyor, 1400 yıl öncesinden bu depremlerin, bu sıklığını, bu şiddetini harika tarzda haber vermiş. Hayrettir, yani tam tarihinde, tam zamanında, tam dediği gibi zuhur ediyor ve kader akmaya devam ediyor. “Evlatlarımdan Muhammed Mehdi (a.s) çıkana kadar, bu depremler, bu felaketler devam edecek” diyor. Sık sık Allah kendini hatırlatıyor.

Evet, Didem Hocam.

DİDEM ÜRER: Başbakan Erdoğan, yeni anayasadan Türk milleti ifadesinin çıkarılacağı ifadeleri için “tamamen uydurma, Türklük anayasadan çıkartılamaz” diyerek, Türk ifadesini sizin açıkladığınız şekilde açıkladı. Şöyle söyledi; “Bizim anayasa önerimiz çözüm sürecinde yaşanan kafa karışıklığını giderecek nitelikte. Türk milleti bir ırkı değil, vatandaşlığı tanımlıyor. Türklük, başka etnik kökenleri inkar eden değil, bütün etnik kökenleri kucaklayan bir kavram olarak bizim anayasa metnimizde yer alacak” dedi.

ADNAN OKTAR: İşte bu kadar. Buna daha hala karşı çıkan varsa, samimiyetsizliğinden karşı çıkar. Gayet makul insancıl olanı budur, Atatürk’ün de açıkladığı Türklük kavramı budur. ‘Türküm diyen herkes, Türk’tür’ diyor. Türk vatan sınırları içerisinde, ne güzel. O kadar.

Didem Hocam, ben sizi dinliyorum.

DİDEM ÜRER: Sayın Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’da, Fazıl Say kararı için “Mahkemeler, ifade hürriyetinin teminatıdır. Öyle de olması lazımdır. Ancak, insanlar konuşurken başkalarına hakaret etme, küfür etme, onların inandığı değerleri aşağılama hakkı ya da özgürlüğü yoktur. Fazıl Say söylediği sözlerin, toplumun önemli kesiminin kabul ettiği değerlere hakaret ve aşağılama olduğu için ceza aldı. Düşünceyi ifade etmek ayrı bir şey, başkalarının inancına hakaret etmek, küfür etmek ayrı bir şey. Bunları birbirinden ayırmak lazım” dedi.

ADNAN OKTAR: Doğru söylüyor.

DİDEM ÜRER: Hocam, Sayın Başbakanımız; “Şehit ve gazi yakınlarına hak ettikleri değeri daha fazla verebilmek için, onları ekonomik olarak rahat ettirecek yeni düzenlemeler yaptıklarını” açıkladı. Hem gazi, hem şehit yakınlarına ayrıca TSK’da görevli olan diğer güvenlik mensuplarından hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına yeni iş imkanları sağlanıyormuş. Ayrıca evladı askerde olan ve maddi yetersizlik içinde olan, ihtiyaç sahibi ailelere, ayda 250 lira yardım yapılması kararlaştırılmış. Askerimizin annesinin hesabına veya evliyse eşinin hesabına bu para yatırılacakmış.

ADNAN OKTAR: Çok şekerler, hakikaten o 250 lira ile geçinirler de, çok tatlılar. Bence benim kanaatim yani hakikaten fakirseler yani 250 lira az, yani 1000 lira, en az 1000 lira ancak yani. Çünkü fakirse bir oğlu var onu bakan zaten o da gitmiş. Çocuk dursa, belki 2000 lira kazanacak, mağdur olmuş oluyor. Helal olsun yani biz onun parasını karşılarız. Vergi olarak devlet bizden istesin, biz ödeyelim, inşaAllah.
Evet.

DİDEM ÜRER: İstanbul’dan kardeşlerimiz 14 Nisan günü Fikirtepe’de 1000 adet A9 broşürü dağıtmışlar.

ADNAN OKTAR: Fikirtepe, delikanlı yatağıdır Fikir Tepe. Hepsi de koç yiğit maşaAllah. Aferin benim canlarıma.

Evet, dinliyorum.

DİDEM ÜRER: Ayşegül kardeşimizin size mesajı var; “Canımın içi, güzel aşkımın güzel tecellisi Sultanımız. Geçen yaz Erzincan’da oğlumla birlikte 500’e yakın A9 broşürü ve 50’ye yakın kitap dağıttık. Oğlum sizi çok seviyor, fotoğrafları göndermedim diye bana küstü, inşaAllah” diyor “başarırız inşaAllah” demiş kardeşimiz internetten “Siz bize Rabbimiz’den gönderilen bir nimetsiniz, şükürler olsun” diyor.

ADNAN OKTAR: Zaten resim gelmiş, sorun yok. Bir görelim şu köfteyi yakından bakayım. Çok yakışıklıymış, çok şekermiş. Ne kadar güzel, Allah onu bağlık bahçelikte, güzel yeşillik yerde yaşatıyor. Çok güzel, Allah ömürlerini uzun etsin, sağlık, sıhhat, afiyet, bereket versin. MaşaAllah, bu resmi de yaklaştır onu da göreyim. MaşaAllah, çok güzel, Allah selamet versin, yardımcı olsun Cenabı- Allah.

Evet, Didem Hocam.

DİDEM ÜRER: Kardeşlerimiz bu akşam Ankara Cebeci’de 900 broşür, 19 kitap ve 9 cd dağıtmışlar, “aslan Hocamızın nur ellerinden öpüyoruz, duasına talibiz” yazmışlar.

ADNAN OKTAR: Kardeşim şimdi, Ankara Cebeci orada delikanlı doludur yani. Böyle bir sıradan gidiyorlar, bir şey var bugün. Cebeci semti, Mamak, Topraklık ondan sonra Çin Çin bağları, hep delikan