Sayın Başbakanımız Atatürk’ten sonraki en iyi liderdir.

2013-12-05 158

DİDEM ÜRER: Başbakan Erdoğan, iddia edilen Ergenekon davasında, tutuklu olan milletvekilleri hakkında şöyle bir açıklama yaptı; “Silivri cezaevinde yatanlarla ilgili CHP ve İşçi Partililer tahrik ediyorlar. Bunların hukuk devletinde vekil olma durumu yok. Bunları yargı yoluyla içeriden çıkaramayanlar, vekil yapmak yoluyla çıkarmak istiyorlar. Bu ülke hukuk devletidir. Bunun üstünlüğünü tartışmayız” dedi.

ADNAN OKTAR: Evet, Sayın Başbakanımız, Tayyip Hocam delikanlılığının verdiği bir cesaretle, imandan gelen cesaretle, Atatürk’ten itibaren hiç kimsenin cesaret edemediği, dünya çapında bir dehşet örgütüne, bir psikopat örgüte Allah adına meydan okudu. Ve Allah’ın izniylede galip geldi. Hem böyle büyük bir beladan Türkiye’yi kurtaracak, hem de daha hala onun üstüne varacaklar. Bu çok büyük bir zulüm olur. Kaç Başbakan, bu belayla, bu çeteyle karşılaştı. Hepsi boyun eğdiler, acayip ezildiler, ıstırap duydular. Erbakan Hocam da farkındaydı, hiçbir şey yapamadı mübarek. Hiçbir şey yapmadı, kilitlendi kaldı. Yani dehşetli bir örgütle karşı karşıya olduğunu biliyordu. Demirel çok dehşetli bir örgütle karşı karşıya olduğunu biliyordu. Kurşun da sıktılar ona.  Gıkını çıkartmadı, hiçbir şey diyemedi. Turgut Özal, rahmetli bu vahşi, acımazsız, kahpe örgütün farkındaydı. Adını dahi anamadı, söyleyemedi. Kimse söyleyemedi. Tayyip Hocam çıktı, tam Ankara seymenleri gibi, efe gibi bir şöyle aslan gibi nara attı yani. Battal Gazi gibi, tozunu toprağını hepsini birbirine kattı. Daha önce koalisyon hükümetlerinde de, koalisyon hükümetleri adları gibi biliyorlardı. Hiçbir şey yapamadılar. Bütün Türkiye tir tir titriyordu iddia edilen Ergenekon terör örgütünden. Çünkü öyle kahpe örgüt ki, şeytan gibi görünmüyor. Yani mesela burada oluyor, burnunun dibinde farkına varamıyorsun. Baş belası, Azerbaycan’da, Suriye’de, Irak’ta her yerde yapılanmış. Bir tek Türkiye’de değil. Böyle bütün bölgeye hakim olmuş bir örgütü yerle bir etti, Sayın Başbakan. Kardeşim sırf şundan dolayı bak, ne yapıyorsa yapsın, sırf şundan bile Atatürk’ten sonra en büyük lider diyorum. Zaten ben söyledikten sonra bu söz ortaya çıktı.

AYLİN KOCAMAN: İlk siz söylediniz Hocam.

ADNAN OKTAR: Tabii. Zam yapsın, ekonomi yan batsın, en hayati konuyu halletti. Öyle bir konu da yok ayrıca, ekonomi de güzel gidiyor. Ekonomiyi de şahlandırdı, sanayiyi de canlandırdı bak. Her yer battı. Her yer ekonomik krizde bütün Türkiye zenginlik içinde. Tabi kendi çapında, kendi imkanları içinde, yani bir kıyas yaparak bunu söylüyorum. Yani çünkü izafidir biliyorsunuz, zenginlik. Dolayısıyla Tayyip Hocam’a, millet olarak bu yiğitliğinden dolayı sahip çıkmak bizim bir vicdan borcumuzdur. Vefa borcumuzdur, mutlaka sahip çıkmalıyız. Türkiye’yi bölecek mölecek bunlar hikaye yani. Türk Devleti bayağı güçlü öyle kaale dahi almaz böyle bir şeyi. Çünkü Türkiye bir dev, yani pirelerden rahatsız olmaz. Yani  işte 2000 tane pire varmış 3000 tane pire varmış. İşte iki bin tane pire varmış. Üç bin tane pire varmış. Deve etki etmez pire. Onun için Tayyip Hocam’ın şevkini kırmaya yönelik sözlerden bence kaçınmalı-ki, kırılmaz da şevki inatçıdır. Tayyip Hocam iyi, sıkı inatçıdır yani. Yenilme kabul etmez. Çok gururlu. Yani “nereden biliyorsun?” dersen, biliyorum. Allah bu özelliğini, bu yönde güzel tecelli ettiriyor. Bir de Erbakan Hocam’dan da inatçı siyaset anlayışını aldı. Erbakan Hocam mübarek, tabiri caizse, çok inatçıydı. Yani taktığına takardı Allah’ın izniyle ve sonu oluncaya kadar da devam ederdi mübarek. Çok şekerdi o yönüyle. Yani mesela normalde bir insan pes eder. Yorulur, bıkar mıkar. Asla bıkmıyor. Mesela bu Kıbrıs olayında hakikaten Erbakan Hocamız’ın gayretiyle oldu Kıbrıs. Ecevit çok yufka yürekliydi. Çok çekingen bir insandı. Öyle savaş kararı alabilecek bir gücü yoktu. Çok hassas insan. Öyle bir karar mümkün değil. Erbakan Hocam’la, Genelkurmay’ın birlikte organize ettikleri bir olay oldu. Erbakan Hocam “girin” dedi, girdiler. Bu kadar. Ecevit çabuk etki altında kalan bir insandı. Yani öyleydi rahmetli. Fakat Erbakan Hocam öyle değildi. O çok delikanlıydı. Yani efe ruhluydu. Basın, şu bu falan kimseyi kaile almazdı. Ama iddia edilen Ergenekon terör örgütüne karşı da koalisyon hükümetinde o gücüyle karşı koyamazdı.  Akılcı olanı yaptı. Geçiştirdi. Yoksa söylediler ona. “Bak böyle devletin yapılanması var” dediler. “Ne diyorsun?” O geçiştirdi. Doğruydu. Ezerdiler. Yani demiri de ezerdiler. Bu sadist örgütü devletin ezmesi ve ezmede de kararlı olması çok hayati. Hiç fütur vermemeleri lazım. Hakimlerin tehdit edilmesine karşı devlet hakimlere tam anlamıyla sahip çıkması lazım. Ama millet de sahip çıksın. Polise sahip çıksın millet, savcılara sahip çıksın, hakimlere sahip çıksın. Gerçi bizim hakimlerimiz delikanlıdır, bağırmadan çağırmadan falan etkilenmez, onları takmazlar. Yani kaile almazlar, öyle söyleyey